John Case
“Birinci olarak, 90’lı yıllarda izlenen noe-liberal politikalar, zenginler ve yoksullar arasında büyük uçurum yaratı.”
“İkinci olarak, popülizm ve sosyalizm anlamı her Latin Amerika ülkesinde farklı, hatta şu anda ki anlamlarıyla 40’lı ve 50’li yıllardaki anlamları ve 70’li ve 80’li yıllardaki anlamlarıyla farklı. Hatta bu iki kelimenin anlamı Avrupa’daki popülizm ve sosyalizm kelimelerinin anlamlarından da farklı. ” Arjantin’in en büyük sendika federasyonunu liderlerinden biri olan Reuben Cortina coşkulu ama temkinli konuşmasına böyle başladı. Konuşmanın gündemi Latin Amerika’daki yeni sol eğilimli hükümetlerler altında işçiler ve sendikaların geleceği. Konuşma Vaşington’da, Global Politika Ağı tarafından düzenlendi.
Arjantin’in önde gelen işçi lideri olmakla birlikte Reuben Cortina, Amerika İşçi Platformunun oluşumunda çok önemli bir rol oynadı. Platform Amerika Birleşik Devletlerinden ve Güney Amerikanın bir çok işçi ve sendika örgütlerinin katılımıyla gerçekleşti.
Sol eğilimli ülkelerdeki hükümetlerin ilk ve ana belirtileri asgari ücretlerin yükselmesi, işçi ve sendika haklarındaki gelişmeler oldu. Sendikaların yeni seçilen hükümetlerle şu andaki ve seçim önceki ilişkileri ile ilgili gelen bir soruya Cortina “Basitçe, daha önce hiç ilişki yoktu şimdi diyalog var” dedi.
Cortina her ülkenin kendine göre özgü sorunları olduğunu ve bu özgünlüğün anlaşılmasıyla işçilerin zorlukları ve gelecekte kazanımlarının anlaşılabiliciğini belirti.
Örneğin Arjantin’de 1998 krizinden önce saatli ücret çok yaygındı. Genis bir orta sınıf ve bu orta sınfın az bir kısmı yoksullukla karşı karşıya kalıyordu. Arjantin Latin Amerika’da ne yazık ki en az sol tarihi olan ülkelerden birtanesi. Çünkü sol Peronistlerle birlikte hareket ettiklerinden beri sol gücünü azaltı. Arjantin ekonomisi çok çeşitli alanlara yayılmış durumda. Orta sol eğilimli koalisyonla hükümete gelen Kirchner ayrıca iş verenlerin bir kısmını bir zamanlar yolsuzlaşmış Arjantin ordusundan ve bürokrasinden kendine çekmeyi bildi.
Buna karşın Brezilya’nın ise çok geniş ve yayılan bir ekonomisi var. Nüfüsun %60 yoksulluk sınırına yakın yaşıyor. Ama çok zengin ve tarihi olan bir sol harekete sahip. Sovyetler Birliğin yıkılması ile sol politik partiler kendilerini değiştirmesini bildiler. Birincisi: klasik komünist jargonu terk etiler, ikincisi: Tamamen işçi sınıfını örgütlemeye odaklaştılar. Bu örgütlerden bazıları güç olarak Parlamento veya hükümete eşit denilebilinecek oluşumlardır. Lula’nın seçilmesi ile solcu sendikalar, Lula’yı koşulsuz desteklemek gibi bir hata işlemeyerek bağımsızlıklarını koruyabildiler.
Venezüela bölgenin petrol zengini ama en geri tarım üretimine sahip bir ülke. Sanayi ve sanayisiz alanda çalışanlar arasında büyük bölünmüşlük var. Bu bölünmüşlük Bush’un Cahvez’i devirmak için yaptığı askeri darbe de petrol işçileri Bush’u destekleyererk gösterdi. Venezüela’da bölünmüş işçi örgütlerini birleştirmek ve Mercasur’da işçi ortaklığını geliştirmek gelecek için anahtar olacak. Diğer bir karışıklıkta her ne kadar Başkan Chavez anti-Amerikan söylemleri kullanıyor olsada, Venezüela halen ticaretin büyük çoğunluğunu Amerika Birleşik Devleteri ile yapıyor. Bu da Bush’ın niye Chavez’i yok etmek istediğini gösteriyor.
Şili’de hükümet olan sosyalist Michelle Bachelet’de politik olarak zengin, metal sanayinde gelişmiş ama tarımda geri bir ülke teslim aldı. Daha önce nefret edilen Pinochet aracılığıyla Amerikan ve bölge ekonomisine monte edilen Şili şimdi bölgesel ticaret ağı olan Andean ticaret anlaşmasına üye oldu. Şili, Arjantin ve Brezilya ile sanayi bütünleşme ararken Çin ile de serbest ticaret anlaşması imzalayarak büyük Çin marketine serbestçe girmek istiyor.
Bolivya’daki sendikaların geleceğinde nüfüsun % 70 yerli halk olan ve geniş doğal gaz yataklarına sahip olan olgular belirleyici olacak diyor Cortina. Sendika liderler Troçkist gelenekten gelen ve Başkan Morales’in yeterince militant olmamasından ve ‘ara bulucu’ olan Lula’ya yakın olmasından hoşnutsuzlar.
Avrupa ve Amerikalı gözlemcileri uyaran Cortina, Latin Amerikayı Latin Amerikanın kendi kültür ve politik normlarıyla anlaşılmasının gerektiğini söyledi. Fidel Castro’yu ziyaret eden Chavez’in aynı kişiler olduğuna inanmak gibi bir basitliğinde her zaman işlendiğini belirti.
Fidel’in söylediği gibi Chavez’in politik bir partisi yok. Chavez’in asıl gücü bazı generallerden ve zayıf olan tarım çalışanlarından geliyor. Petrol fiyatları aşağı düşerse ne olur? Işçi sınıfı politik yaşama katılarak kendi ülkelerinin gelecekleri ile yakında ilgileniyorlar. Bütün liderler kademeli büyüme ve işçi sınıfının yokuluğuna son vermek gibi testleri var. Bu teste, ülkerinin başka bir dış güç tarafından işgal edilmesinden ne yapabilecekleride eklenebilir.
Bölge ve kıtanın birleşmesi yönünde klasik ve akadmik söylemler yerine sanyi ve endüstriyi birleştirecek politikalar üretilmesi gerektiğini belirti Cortina. Urugay’da nehirlere atılan kağıt artıklar Arjantin’li çiftçileri zor durumda bırakması, Morales’in Brezilya’ya danışmadan Brezilya şirketi Petrogas ele koyması, Arjantin ve Brezilya ekonomileri birbirleri ile yarışma yerine daha çok kordinasyon ve ortak hareketlilik gibi şeyler ele alınmalı ve çozümlenmeli.
Ülkesinde ve kıtada olanlardan oldukça etkilenmiş ve motive olmuş Cortina her ne kadar diplomatik ve ciddi olarak görünmeye çalışsada ülkesi ve sınıfı olanlardan parlıyor.
Kulağınızı Güneye de olacak olaylarda olsun!
Kaynak: http://www.zmag.org/