latin amerikan haber yorum

Archive for 16 Eki 2010

Perulu Yerli halk ve köylü lideri Hugo Blanco ile görüşme:

Posted by lahy 16/10/2010

Perulu yerli halk ve köylü lideri Hugo Blanco : ”Neoliberalizmin saldırılarına karşı mücadele her zamankinden daha fazla güçleniyor ”

ISABEL COELLO – MADRID

1970’li yıllarda köylü ayaklanmalarına önderlik eden tutuklanması sonrasında uluslararası bir kampanya sonucu ölüm cezası almaktan kurtulan Hugo Blanco Peru’da ki en önemli yerli halk ve köylü liderlerinden biridir. Üç kere ülkesinden atıldı; 1978’de geri döndükten sonra çeşitli kereler parlamentoya seçildi.  Bügün 76 yaşındadır,  halen en radikal protesto hareketleri ile işbirliği içindedir. Anti Kapitalist Sol’un ( izquierda anticapitalista) davetlisi olarak İspanya’ya geldi.

El dirigente indígena campesino peruano Hugo Blanco, en Madrid. - Graciela del Río

Peru’da Yerli halkın durumu nedir?

Peru ve Latin Amerika’nın diğer ülkelerinde yerliler çevrenin korunması için verilen mücadelenin öncüsüdürler. Peru’da ki mücadelenin ana ekseni budur. Maaşların artırılması için mücadeleler var, daha küçük çaplı ve şehir kökenlidirler. Yenilgiye uğradıkları andan itibaren başlayan, 500 yıldan beri süren yerli halkın direnişi , bugün herzamankinden daha güçlü, bunun nedeni yaşamlarına karşı hiçbir zaman bu kadar güçlü bir saldırının gerçekleştirilmemiş olmasıdır.

Bu saldırn nasıl gerçekleştiriliyor?

Bir çok biçimi vardır.  Açılan madenler, hidroelektrik santralları, petrol çıkaran firmalar, ormanların tarım ve hayvancılık için kesime uğraması. Hep birlikte ormanı ve yerli halkı öldürüyorlar.  Yerli halkın tümü neoliberal saldırının hedefleridir.

Elde ettikleri başarılar?

Bazı zaferler kazanıldı. Bir altın madeni açmak istediler, yapılan oylamada yerli halk, ”yaşama evet, madene hayır”  oyu verdi. Açıktır ki, maden bir dizi avantaja sahiptir: iş, okullar için para, ancak halk artık kandırılmak istemiyor Hükümet polisleri yolladı. Bir Kanada firması idi ve Kanadalı çevreciler Şirket projeden vazgeçene kadar bir kampanya yaptı. Avatar filminde olduğu gibi, Hindistanlı bir firma da yerli halk için kutsal kabul edilen bir dağı ortadan kaldıracaktı. Halk ölüm pahasına mücadeleye karar verdi.   Survival gibi gruplar da bir kampanya başlattılar ve Hindistan hükümeti bu projeden vazgeçti.

2009 yılında Bagua’da olduğu gibi yerli halk ve otoriteler arasında kan dökülen olayların çıkması mümkün mü?

Bu türlü olayların çıkma tehlikesi vardır. Halk mücadelen vazgeçmez. Hükümetin alçakca bir saldırısı idi. Resmi makamlar yalnızca 10 diyor ama 20 yerliyi öldürdüler. Yerlilerde bazı polisleri öldürdü.  Hükümet sonunda iki en tehlikeli projeden vazgeçti, halen,  Peru Ormanlarında İnteretnik Kalkınma Derneği (Asociación Interétnica de Desarrollo de la Selva Peruana) başkanı bunun peşini bırakmıyor.

Ekvador ve Bolivya’nın politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Büyük başarılardı. Rafael Correa ve Evo Morales’i iktidara getiren büyük halk kitleleri yerli halktandı. Talepleri arasında çokuluslu devletler talebi var. Bolivya da yerlilere otonomi veren yasa ileri adılmış bir adımdır.  Ancak bu hükümetlerin anayasalarına bağlı kalmaları gerekir. Bolivya’da eğer bir maden açılacak ise yerli halka danışılması gerekiyor ancak bazı örneklerde Morales, bunu görmezden geldi. Ve Ekvador’da Hükümet kendisinden önceki hükümetlerin  yaptığı gibi doğal kaynakları çıkarıp satmayı esas almaya devam ediyor. Böyle tutarsızlıklara karşıyız.

Alan García hükümeti hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çelişkilere sahip bir hükümet değildir. Çok uluslu tekellerin hizmetindedir ve bu misyonunu yerine getiriyor. Bazen şiddete başvuruyor,  insanları hapse atıyor, ancak bunlara eşlik eden Amazon’un tahribi, tarım sanayilerinin gelişimi, yerli halk topluluklarına saldırılardır.

Lima’da oy oy sayım yapılarak belediye başkanlığının 20 yılı aşkın bir süredir ilk defa solun eline geçmesi sözkonusu..

İyi bir gelişme, ileriye doğru atılmış bir adım olur ancak, ülkenin iç kısımlarında çevrenin tahribatını durdurmak için çok önemli olmayacaktır.

2011’de yapılacak   seçimlerde ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?

Kim kazanırsa bir şey değişmeyecektir. Neoliberal bir hükümet seçilecektir. Belki çok kanlı bir hükümet olmayacaktır ancak, çok uluslu tekellerin bir hükümeti olacaktır. Biz, Amazon için mücadelenin önemini vurgulamak için m “Alberto Pizango Başkan” kampanyasını yürüteceğiz. Ancak, mümkündür ki adaylığa kaydını bile yaptıramayabiliriz! [Pizango kefelatle serbest ancak  Bagua’da ki olaylardan dolayı yargılanıyor]

Halen Troçkistmisiniz?

Hem troçkistim ve hem de değilim.  Troçkisttim çünkü, Troçki sovyet bürokrasisi işçiler tarafından devrilmezse kapitalizm tarafından devrilecek demişti ve bu gerçekleşti. Troçki Marksizm Leninizm’in temel ilkelerini sovyet bürokrasisinin çarpıtmalarına karşı savunmadan Troçkizm olmaz demişti. Bugün Sovyet bürokrasi yok artık, neden Troçkist olmak gerekiyor(gülümsedi)  Tabii ki  düşünçeleri bana faydalı ve kullanıyorum. Ancak bugünün gençleri Troçkizm ve Leninizm peşinde değiller.  Geçen yüzyıla ait  şeylerde ne bulacaklar? Seni ilgilendiren nedir? Çevrenin korunması hakkında konuşmamız gerekiyor. Eğer bu mücadeleye katılıyorlarsa onlarla birlikteyim. ”Evet Troçki’ye inanıyorum” demek gerekmiyor. Tabii ki, ben herşeyinden ve metodundan faydalanıyorum ancak Troçkizm propogandası yapmıyorum.

Perú ve Guatemala sosyal hareketlerin liderleri artan şiddet olaylarına marıuz kalıyorlar kendinizi güvenlikte hissediyormusunuz?

Üç kere beni sınır dışı ettiler ve bir kere de sürgüne gittim, bunların nedeni gerek gizli servis gerekse de Aydınlık Yol( Sendero Luminoso) tarafından ölümle tehdit edilmem idi, bunlardan biri beni öldürmese diğeri öldürecek idi. Ortalık sakinleşince Peru’ya geri döndüm ve Fujimori’nin görevden alınması için mücadele ettim. Bugün herhangi bir tutuklanma tehlikesi yok, ancak her an beni öldürebilirler. Ancak,  korku içinde yaşayarak nereye varabilirim? Hiçbir kazançım olmayacaktır. Mücadeleme devam etmeyi tercih ediyorum.

Çeviri: Erol Yeşilyurt (LAHY)

Kaynak: Público.es – “Alan García es un servidor de las multinacionales”

Posted in Genel Haberler, Peru, Söyleşi ve Görüşmeler | Etiketler: , , , , , , , | Leave a Comment »

Coca Cola’nın Meksika, Guatemala ve El Salvador’da ki suçları

Posted by lahy 16/10/2010

Meksika

Dünya da  kişi başına en fazla Coca Cola tüketen ülke olan Meksika’da Coca Cola aşırı kazanç sağlarken  milyonlarca çocuk, genç ve yetişkin şişmanlık dolayısyla şeker hastalığı gibi sağlık problemlerine sahiptir. Tarım İşçisi Aileler için Merkez (  Center for Farmworker Families) yöneticisi yazar Dr. Ann Lopez:

Meksika’nın  merkezi batısında yaşayan halk saldırgan Cola için kolay bir av teşkil ediyor. Kırsal kasabalardan birinde durup etrafınıza baktığınızda bir Coca Cola ilanı görmemeniz mümkün değildir. Coca Cola’nın, araştırma yaptığım bu bölge de yaptıklarını gözlerimle gördüm: bağımlılık yaratan ürünlerini bu ürünleri alacak mali güçleri olamayan ve her on kişiden birinin teşhiş edilmemiş şeker hastalığına sahip olduğu köylü nüfusuna pazarlıyorlar.” dedi.

Coca-Cola, Meksika’da meşrubat pazarını elinde tutmak için yasaları çiğnemekten de çekinmiyor. Halen Meksika da görülmekte olan  Angel Alvarado Agüero davasında, Coca Cola’nın  meşrubat pazarını tekeline almak için yaptığı yasadışı operasyonlara katılmayı red ettiği için kovulan bir bir pazarlama müdürünün iddiaları inceleniyor. Dava ayrıca,  Coca-Cola şirketinin gerek işçilere kazançtan pay verme gerekse de vergi ödeme de milyonlarca dolar ödemekten kaçındığını ortaya koydu.

“..Meksika’da 12 milyondan fazla kişi içme suyuna sahip değildir” diyen araştırmacı gazeteci Beverly Bell,  eski bir Coca Cola yöneticisi olan Meksika devlet Başkanı (2000-2006) döneminde Dünya Bankası’nın yardımıyla su kaynaklarının ve geniş toprakların özelleştirildiğini ve böylece Coca Cola gibi şirketlerin bir ödeme yapmaksızın toprak ve su gibi doğal kaynaklara sahip çıktığını belirtiyor.

Bell, 2006’da yazdığı bir yazıda, ” Fox’un Başkan olduğu 2000 yılından sonra şirket Meksika hükümeti ile su kaynakları ile ilgili 27 imtiyaz sözleşmesi imzaladı. Bu sözleşmelerin 19’u,  Coca Cola’ya doğal su havzaları ve bazıları yerli halka ait olan 15 nehrin suyunu kullanma imtiyazı verdi. 8 imtiyaz sözleşmesi ise Coca Cola’nın üretim artıklarını nehirlere boşaltması ile ilgilidir” dedi.

Daha fazla bilgi için Coca-Cola’s crimes in Mexico. (İngilizce)

Guatemala

25 Şubat 2010’da   Coca Cola’ya karşı insan haklarını ihlal ettiği için New York Yüksek Mahkemesinde açılan dava federal bir mahkemeye transfer edildi :” Bu dava  Guatemala’da, Coca Cola şişeleme ve üretme firmaları tarafından sendikacılar ve onların ailelerine karşı sürdürülen tecavüz, cinayet ve cinayete teşebbüslerini de içeren bir şiddet kampanyası hakkındadır.”

1970 ve 1980’li yıllarda  Guatemala Şehrinde yaşananları hatırlamakta fayda vardır: Latin America Bureau (UK)  tarafından 1987’de yayınlanan  ” İçimi Kolay İçecek, Zor Çalışma” başlıklı raporda, ” 9 yıl boyunca Guatemale şehrinde ki Coca Cola şişeleme tesislerinde çalışan 450 işçi işleri, sendikaları ve yaşamları için savaştılar. Üç kere fabrikayı işgal ettiler – son işgal 13 ay sürdü. Sendikalarının üç Genel sektereteri ve beş işçi öldürüldü. 4 işçi de kaçırıldı ancak daha sonra sonradan serbest bırakıldılar. “

Şubat ayında açılan ve halen sürmekte olan dava da Coca Cola iki sendikacı ve ailelerine karşı şiddet kampanyası sürdürmekle suçlanıyor. Coca Cola ve Coca Cola’nın iki şişeleme fabrikası ve toz kahve fabrikasını sahibi olan INCASA firması, 2006 yılı başlarında ABD’ye kaçmak zorunda kalan sendikacı Jose Armando Palacios ve oğlu ve yeğeni öldürülen, kızı ise tecavüze uğrayan  sendikacı Jose Alberto Vicente Chavez adına Uluslararası Haklar Örgütü adlı STD tarafından dava edildi.

Foto: Öldürülen Sendika liderlerinin resimleri

El Salvador

İşçilerin uğradığı saldırı ve sömürüye ilave olarak  Coca Cola El Salvador’da çocuk işçilerin tehlikeli bir şekilde şeker kamışı tarlalarında çalıştırlmasından da faydalandı. İlk olarak Human Rights Watch 2004 yılında gündeme getirilen bu konu, 2007 yılında Britanya’da yayınlanan bir TV belgeselinde ve 2009 yılında ABD’de yayınlanan Mark Thomas‘ın kitabı “Belching Out the Devil: Global Adventures with Coca-Cola,”  kitabında detayları ile anlatıldı.

Uluslararası çalışma Örgütü ( International Labor Organization) temsilcileri Coca Cola’nın Kolombiya fabrikasına yaptıkları bir ziyarette, fabrika yetkililerine şeker gibi ham madde sağlayan firmaların çocuk emeğinden faydalanmasına karşı bir kontrol mekanizması olup olmadığını sorduğunda şirket yetkilileri ham madde sağlayan firmaların çocuk çalıştırmasına karşı olduklarını ancak ”Coca Cola’nın halen bu alanda bir kontrole sahip olmadığını” belirttiler.

Daha fazla bilgi için: Coca Cola’s crimes in El Salvador

Bir Bardak Kola’nın Zararları

Coca Cola’nın Vitaminli Suyu Sağlığa Zararlıdır! 15 Agustos 2010

Kola Öldürür

Katil Coca Cola’nın Kurbanları


Posted in Coca Cola Boykotu, El Salvador, Guatemala, Meksika | Etiketler: , , , , , | 1 Comment »