Perulu yerli halk ve köylü lideri Hugo Blanco : ”Neoliberalizmin saldırılarına karşı mücadele her zamankinden daha fazla güçleniyor ”
ISABEL COELLO – MADRID
1970’li yıllarda köylü ayaklanmalarına önderlik eden tutuklanması sonrasında uluslararası bir kampanya sonucu ölüm cezası almaktan kurtulan Hugo Blanco Peru’da ki en önemli yerli halk ve köylü liderlerinden biridir. Üç kere ülkesinden atıldı; 1978’de geri döndükten sonra çeşitli kereler parlamentoya seçildi. Bügün 76 yaşındadır, halen en radikal protesto hareketleri ile işbirliği içindedir. Anti Kapitalist Sol’un ( izquierda anticapitalista) davetlisi olarak İspanya’ya geldi.
Peru’da Yerli halkın durumu nedir?
Peru ve Latin Amerika’nın diğer ülkelerinde yerliler çevrenin korunması için verilen mücadelenin öncüsüdürler. Peru’da ki mücadelenin ana ekseni budur. Maaşların artırılması için mücadeleler var, daha küçük çaplı ve şehir kökenlidirler. Yenilgiye uğradıkları andan itibaren başlayan, 500 yıldan beri süren yerli halkın direnişi , bugün herzamankinden daha güçlü, bunun nedeni yaşamlarına karşı hiçbir zaman bu kadar güçlü bir saldırının gerçekleştirilmemiş olmasıdır.
Bu saldırn nasıl gerçekleştiriliyor?
Bir çok biçimi vardır. Açılan madenler, hidroelektrik santralları, petrol çıkaran firmalar, ormanların tarım ve hayvancılık için kesime uğraması. Hep birlikte ormanı ve yerli halkı öldürüyorlar. Yerli halkın tümü neoliberal saldırının hedefleridir.
Elde ettikleri başarılar?
Bazı zaferler kazanıldı. Bir altın madeni açmak istediler, yapılan oylamada yerli halk, ”yaşama evet, madene hayır” oyu verdi. Açıktır ki, maden bir dizi avantaja sahiptir: iş, okullar için para, ancak halk artık kandırılmak istemiyor Hükümet polisleri yolladı. Bir Kanada firması idi ve Kanadalı çevreciler Şirket projeden vazgeçene kadar bir kampanya yaptı. Avatar filminde olduğu gibi, Hindistanlı bir firma da yerli halk için kutsal kabul edilen bir dağı ortadan kaldıracaktı. Halk ölüm pahasına mücadeleye karar verdi. Survival gibi gruplar da bir kampanya başlattılar ve Hindistan hükümeti bu projeden vazgeçti.
2009 yılında Bagua’da olduğu gibi yerli halk ve otoriteler arasında kan dökülen olayların çıkması mümkün mü?
Bu türlü olayların çıkma tehlikesi vardır. Halk mücadelen vazgeçmez. Hükümetin alçakca bir saldırısı idi. Resmi makamlar yalnızca 10 diyor ama 20 yerliyi öldürdüler. Yerlilerde bazı polisleri öldürdü. Hükümet sonunda iki en tehlikeli projeden vazgeçti, halen, Peru Ormanlarında İnteretnik Kalkınma Derneği (Asociación Interétnica de Desarrollo de la Selva Peruana) başkanı bunun peşini bırakmıyor.
Ekvador ve Bolivya’nın politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Büyük başarılardı. Rafael Correa ve Evo Morales’i iktidara getiren büyük halk kitleleri yerli halktandı. Talepleri arasında çokuluslu devletler talebi var. Bolivya da yerlilere otonomi veren yasa ileri adılmış bir adımdır. Ancak bu hükümetlerin anayasalarına bağlı kalmaları gerekir. Bolivya’da eğer bir maden açılacak ise yerli halka danışılması gerekiyor ancak bazı örneklerde Morales, bunu görmezden geldi. Ve Ekvador’da Hükümet kendisinden önceki hükümetlerin yaptığı gibi doğal kaynakları çıkarıp satmayı esas almaya devam ediyor. Böyle tutarsızlıklara karşıyız.
Alan García hükümeti hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çelişkilere sahip bir hükümet değildir. Çok uluslu tekellerin hizmetindedir ve bu misyonunu yerine getiriyor. Bazen şiddete başvuruyor, insanları hapse atıyor, ancak bunlara eşlik eden Amazon’un tahribi, tarım sanayilerinin gelişimi, yerli halk topluluklarına saldırılardır.
Lima’da oy oy sayım yapılarak belediye başkanlığının 20 yılı aşkın bir süredir ilk defa solun eline geçmesi sözkonusu..
İyi bir gelişme, ileriye doğru atılmış bir adım olur ancak, ülkenin iç kısımlarında çevrenin tahribatını durdurmak için çok önemli olmayacaktır.
2011’de yapılacak seçimlerde ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?
Kim kazanırsa bir şey değişmeyecektir. Neoliberal bir hükümet seçilecektir. Belki çok kanlı bir hükümet olmayacaktır ancak, çok uluslu tekellerin bir hükümeti olacaktır. Biz, Amazon için mücadelenin önemini vurgulamak için m “Alberto Pizango Başkan” kampanyasını yürüteceğiz. Ancak, mümkündür ki adaylığa kaydını bile yaptıramayabiliriz! [Pizango kefelatle serbest ancak Bagua’da ki olaylardan dolayı yargılanıyor]
Halen Troçkistmisiniz?
Hem troçkistim ve hem de değilim. Troçkisttim çünkü, Troçki sovyet bürokrasisi işçiler tarafından devrilmezse kapitalizm tarafından devrilecek demişti ve bu gerçekleşti. Troçki Marksizm Leninizm’in temel ilkelerini sovyet bürokrasisinin çarpıtmalarına karşı savunmadan Troçkizm olmaz demişti. Bugün Sovyet bürokrasi yok artık, neden Troçkist olmak gerekiyor(gülümsedi) Tabii ki düşünçeleri bana faydalı ve kullanıyorum. Ancak bugünün gençleri Troçkizm ve Leninizm peşinde değiller. Geçen yüzyıla ait şeylerde ne bulacaklar? Seni ilgilendiren nedir? Çevrenin korunması hakkında konuşmamız gerekiyor. Eğer bu mücadeleye katılıyorlarsa onlarla birlikteyim. ”Evet Troçki’ye inanıyorum” demek gerekmiyor. Tabii ki, ben herşeyinden ve metodundan faydalanıyorum ancak Troçkizm propogandası yapmıyorum.
Perú ve Guatemala sosyal hareketlerin liderleri artan şiddet olaylarına marıuz kalıyorlar kendinizi güvenlikte hissediyormusunuz?
Üç kere beni sınır dışı ettiler ve bir kere de sürgüne gittim, bunların nedeni gerek gizli servis gerekse de Aydınlık Yol( Sendero Luminoso) tarafından ölümle tehdit edilmem idi, bunlardan biri beni öldürmese diğeri öldürecek idi. Ortalık sakinleşince Peru’ya geri döndüm ve Fujimori’nin görevden alınması için mücadele ettim. Bugün herhangi bir tutuklanma tehlikesi yok, ancak her an beni öldürebilirler. Ancak, korku içinde yaşayarak nereye varabilirim? Hiçbir kazançım olmayacaktır. Mücadeleme devam etmeyi tercih ediyorum.
Çeviri: Erol Yeşilyurt (LAHY)
Kaynak: Público.es – “Alan García es un servidor de las multinacionales”