latin amerikan haber yorum

Archive for 17 Eki 2010

Küba’da cinsel taciz

Posted by lahy 17/10/2010

Daisy Valera / Havana

author photo

Geçtiğimiz ay her zaman olduğundan daha fazla boş zamanım vardı.

Benim istediğim için değil de, yeni işime başlamam için gerekli işlemlerin gecikmesinden dolayı idi.

Ve benim için fazlasıyla boş zamanım olması yalnız zaman geçirmem anlamına geliyor- şehrimin bir çok caddesinde yalnız başına yürümek, otobüsle seyahet ve değişik kuruluşları ziyaret, tek başıma.

Belki de daha önce bütün zamanımı erkek arkadaşım veya arkadaşlarımla geçirdiğim için hiç bir zaman şimdi hissettiklerimi hissetmedim: Tacize uğramış olmak.

Açıkcası sokaklar da yalnız başıma yürümek benim için katlanmam gereken bir deneyim haline geldi.

Göründüğü kadarı ile 1959 devriminin üzerinden 50 yıl geçmesi ve Kübalı Kadınlar Federasyonu’nun (FMC) kurulması yeterli değil.

Ada’da ki erkeklerin birçoklarının tavırları hiçte saygılı değil; kesinlikle bizlerin onlarla eşit olduğunu düşünmüyorlar.

Bir şekilde bir kadın olarak göze çarptığımı değil, dikkatle bakılan bir et parçası olduğumu hissettim.

Vucudumun değişik bölgelerini konu eden ağza alınmayacak laf atmalara tahammül etmek zorunda kaldım.

Beni rahatsız ederek bir sokak boyunca yürüyorlar ve hatta bana bir bira ısmarlamayı bile teklif ediyorlar.

Bazen kızgınlıkla onlara tacizci magara adamları diye bağırıyorum, bazende görmezden geliyorum.

Magazinler ve TV’de görmeye alıştığımız yüzlere benzer bir görünüşüm yok, ve genel olarak çok renkli elbiselerde giymiyorum ve hiç makyaj yapmıyorum, buradan çıkardığım sonuç yaşadıklarımın sadece bana özgü olmadığıdır.

Bir çok kadının aynı şekilde tacize maruz kaldığını gördüm.

Halen eskiden olduğu gibi satın alınması mümkün ve erkeğin istediği gibi muamele ettiği bir seks nesnesi konumundayız.

Şehvetli gözler, salya akan dillerin çıktığı ağızlar ve erkekten ziyade hayvan olarak gördüğüm kişilerden gelen kaba dille mücadele etmeye çalışırken ne yapacağımı şaşırıyorum.

Bu tacizlerin tarihsel geçmişlerinin kurbanı olduğunu anlıyorum, cahilliklerinden dolayı bir kadını nasıl etkileyebileceklerini bilmiyorlar, ancak bu benim, tacize uğramamı kabul etmem anlamına gelemez.

Sonunda, bu türden saygısız davranışlar sergileyen erkeklerin bazı ülkelerde olduğu gibi cezalandırılmasını ya da yargılanmasını istemeye başladım.

Ancak bu olmayacaktır. Ne de bu konuda bilinçlenmeyi sağlamayı hedef alan bir kampanya vardır.  Küba’da kadınlar erkeklerle aynı mevkiye sahip değiller, ve bu konuyu esas alan ciddi bir çalışmaya da rastlamadım.

Ancak elli yıldan sonra….artık zamanı değil mi?

kaynak: havanatimes.org

Küba: Irkçılık üzerine sorular (I)

Küba: Irkçılık üzerine sorular II

Küba’da öğretildiği şekliyle Leon Troçki Daisy Valera

Kübalı transseksüellerin sorunları

Posted in Kadın Hakları ve Hareketleri, Makaleler | Etiketler: , , , , | 2 Comments »

Temaca Bildirisi: Özgür Halklar İçin, Özgür Nehirler!

Posted by lahy 17/10/2010

Barajlardan olumsuz etkilenen halklar ve destekçilerinin üçüncü buluşması 1-6 Ekim 2010 tarihlerinde Meksika’da gerçekleşti. 54 ülkeden 320 aktivistin bir araya geldiği buluşmanın ilki 1997′de Brezilya’da, ikincisi 2003′de Tayland’da yapılmıştı.

Buluşma sonrasında yayınladıkları “Temaca Bildirisi”nde, sel tehditi altındaki Temacapulin halkının El Zapotilo Barajı’nın kaldırılması yönündeki talebine ve Meksika’da nehirleri savunan ve barajlardan olumsuz etkilenmiş halkın verdiği mücadeleye olan desteklerini dile getiren aktivistler, Dünya Bankası ve IMF’nin dayattığı özelleştirme politikaları sonucu enerji üretiminin ve su kaynaklarının büyük bir ticarete dönüştürüldüğüne işaret ederek, şirketlerin su satışı, tarım ticareti ve madencilik amacıyla barajlar inşa ederek fahiş kârlar elde ettiğini, böylelikle birçok ülkenin tüketici kapitalizme kaynak sağlayacak biçimde eski yarı-sömürge statüsüne geri döndüğünü belirtiyor. Bildiride bu alandaki mücadelenin önemini vurgulayan ve uluslararası düzeyde suyun özelleştirilmesine ve madenciliğe karşı yürütülen mücadelelerin yanısıra, gıda egemenliği doğrultusunda verilen mücadelelere de destek sunan aktivistler, dayanışma kapsamında yeni bir enerji üretimi- kullanımı ve su yönetimi modeli geliştirdiklerini belirtiyor.

Çevre ve toplum açısından yıkıcı tüm barajlara karşı çıkan; su ve enerji politikalarının açık ve demokratik kamusal müzakereye tabi olması ve bu alandaki tüm program ve projelerde cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi gerektiğini belirten; tüm karbon ticaret mekanizmalarını olumsuzlayan; su ve enerji sağlanmasındaki özelleştirmelere, gerek halkların üzerinde yaşadığı toprakların askerileştirilmesine gerekse suyun ve barajların askeri amaçlarla kullanımına ‘hayır’ diyen Temaca bildirisi, 1997′de ve 2003′de yayınlanan Curitiba ve Rasi bildirilerinde çerçevesi çizilen ilke ve talepleri yeniden olumlayarak, önümüzdeki dönem için yıkım üreten barajlara ve hidroelektrik santrallere, tüketimciliğe ve enerji-yoğun ürünlerin tüketimine karşı düzenlenecek kampanyaların ve mücadelelerin sürdürülerek uluslararası dayanışma ağlarının geliştirileceğini vurguluyor; yıkım üreten barajlara ve mevcut su-enerji yönetim modeline karşı verilen mücadelenin, aynı zamanda azami kâr buyruğunun tahakkümü altındaki bir toplumsal düzene karşı, eşitliğe ve dayanışmaya dayalı bir toplum için verilen bir mücadele de olduğunu belirtilen Temaca Bildirisi, şu sözlerle sonlanıyor:

Başka bir enerji ve su yönetimi modeli mümkün!

Özgür Halklar İçin, Özgür Nehirler!

kaynak: sol küre

Posted in Ekolojik Hareketler, Meksika | Etiketler: , | Leave a Comment »