latin amerikan haber yorum

Arjantin’de kayıp anneleri: Ümit ve insan haklarının yaşayan mirası

Posted by lahy 09/12/2010

Marie Trigona

Mother of Plaza de Mayo with photos of missing childrenMayo Meydanı (Plaza de Mayo) annelerinden biri, 1976 askeri darbesinin 34’üncü yıldönümünde , 29 Temmuz 1976’da kaybolan oğlu ve gelininin resimlerini elinde tutuyor. Resim: Marie Trigona/WNN

Buenos Aires, Arjantin: Buenos Aires’in merkezinde ki Mayo Meydanı (Plaza de Mayo), onlarca yıldır protestoların sürdürüldüğü bir merkezdir.  Arjantin’de kayıpların aileleri her perşembe öğleden sonra bu meydanda yürüyüşe başladı.

Plaza de Mayo’nun anneleri,  dünyaya ‘Arjantin’in Kirli Savaşı’  olarak adlandırılan dönemde sevdiklerine yapılanları unutmadıklarını göstermek için  hep birlikte vakur bir şekilde meydanın içinde yürüyerek insan haklarının savunusunu bir  miras olarak gelecek kuşaklara bıraktılar.

Plaza de Mayo’nun anneleri, yakın zaman önce yapılan ‘insanlığa karşı suçlar’ olarak bilinen soruşturmalar ve ortaya çıkan gerçeklerin ayrılmaz bir parçası idiler; onlar Arjantin’de askeri rejimin iktidarda olduğu  1975-1983 yılları arasında yaklaşık 30.000 kız ve erkek evlatın anneleri idiler.

İki kayıp çocuğun annesi olan Carmen Robles Zurita, “ Kendi çocuklarımı ve başkalarının çocuklarını aramaya devam ediyorum, çünkü benim için senin kızınızda benim kızımdır; o biraz da olsa bana da aittir. Benim çocuklarımda biraz da olsa senindir” dedi.  Oğlu Nestro Juan Agustín Zurita, 25 yaşında iken  1 Ağustos 1975’de kaçırıldı ve Carmen’in kızı  María Rosa Zurita, 21 yaşında iken 21 Kasım 1975’de kaçırıldı.

Şimdi otuz yıl sonra nihayet, adaleti  mahkemelerde aramak mümkün. Kurbanların aileleri ve insan hakları savunucularının araştırmalarının bir sonucu olarak Arjantin Hükümeti, Anayasa mahkemesi İnsan hakları kolunun askeri hükümetin  üyelerini insan hakları ihlalleri davalarına karşı koruyan yasayı iptal etmesinin ardından kendi karanlık geçmişini ziyareti ediyor..

Toplumun İtici Gücü

Uluslararası yasalar ve insan hakları uzmanı Dr. Rodolfo Mattarollo, “ İnsanların ortadan kaybolması toplumda bir felçe yol açtı.’ dedi

“ Bugün, çocuklarımıza ne olduğu hakkında bütün gerçeğe veya bilgiye sahip değiliz.”

Marta Ocampo de Vazquez,
Plaza de Mayo Anneleri’nin Başkanı– Kurucu Üye

30 Nisan 1977’de hükümet binalarının önündeki büyük meydanda 14 anne bir araya geldi. Diktatörlük insanları kamusal alanlarda toplanmalarını yasaklamışdı,  bundan dolayı meydanın merkezindeki piramit’in etrafında yürümeye başladılar.  Polis istasyonları, hapishaneler, mahkemeler ve kiliselere başvuran ancak hiç bir sonuç alamayan kadınlar giderek artan bir şekilde yürüyüşe katıldıkça  kayb ettikleri ve kayıp edilmiş çocuklarının kundak bezlerini temsil eden beyaz esarplar giyerek kendilerini tanımlamaya başladılar.

Plaza de Mayo annelerinin başkanı Marta Ocampo de Vazquez ” Bugün, çocuklarımıza ne olduğu hakkında tam gerçeğe veya bilgiye sahip değiliz.” diyor, ve  ” Emirleri kim verdi? Onları kim infaz etti? Çocuklarımızın son anlarında ne oldu?” diye soruyor.

Anneleri hiç bir şey, hatta fiziksel saldırılar ve futursuzca tehditler bile protestolarından vazgeçiremedi. 1977’de kurucu annelerden üç tanesi ve annelerin faaliyetlerini destekleyen  iki Fransız rahibesi’de ‘kaybolanların” arasına katıldılar.

Annelerden Margareta de Oro ‘Kayıp Anneleri’ kitabının yazarı Josephine  Fisher’e “ Bugün kendime baktığımda şaşırıyorum. Önceden utangaç bir çocuk gibiydim. Sİyasi bir bilinçim yoktu. Hiç bir görüşüm yoktu. Bütün istediğim çocuklarımın iyi olması idi. Çocukları ile her yere giden annelerden biriydim. Eğer okula bağış toplamak için bir balo düzenleseler biletleri satan bendim.  Çocuklarımın yaptığı herşeyin içinde yer aldım. İnsan yalnızca bir şey kaybedince bilinçli hale geliyor. Anneler ilk bir araya geldiğinde çok ağlardık ve daha sonra bağırıp, hesap sormaya başladık, ve artık çocuklarımızı bulmak dışında  hiçbirşeyin önemi yoktu. Şimdi savaşıyorum, bağırıyorum, eğer gerekiyorsa itiyorum, tekme atıyorum, ancak halen kendime bütün o silahların kafama doğrultulduğu askeri binalara nasıl gittiğimi soruyorum. ” dedi.

Geçmişin Acıları

22 yaşındaki Arjantin Deniz Kuvvetleri üsteğmeni ve istibharat elemanı Alfredo Ignacio Astiz, kayıplardan birinın ağabeyi ‘Gustavo Niño,’  adıyla Plaza de Mayo annelerinin arasına sızdı. Astiz’in aralarına sızması anneleri ve ulusu onlarca yıl rahat bırakmadı. Anneler, toplantılara katılan ve onlarla brlikte yürüyen genç  “Gustavo,”yu halen hatırladıklarını söylüyorlar.

“ Kendi çocuklarımı ve herkesin çocuklarını aramaya devam ediyorum.”
Plaza de Mayo annelerinden Carmen Robles de Zurita

8 Aralık 1977’de  anneler – Esther Ballestrino de Careaga ve Maria Eugenia Ponce de Bianco –  sekiz kişiyle birlikte Buenos Aires’de ki Santa Kruz kilisesinde katıldıkları bir toplantıdan askeri görevliler tarafından zor yoluyla kaçırıldılar.Azucena Villaflor, isimli kurucu annelerden biri de bir kaç gün sonra evinin önünden kaçıırıldı.

İki gün sonra 10 Aralık’ta  834 annenin imzaladığı bir bildiri Arjantin’in günlük gazetelerinden  “La Nacion,”da ilan olarak yayınlandı. İlan, Arjantinli yetkililere onların kayıp çocuklarının davalarını açıp araştırarak adaleti yerine getirme çağrısında bulunuyordu.

Santa Kruz Kilisesi’ne yapılan gizli baskından iki hafta, ve 15 Aralık’da yapılan öğleden sonra yürüyüşünden bir hafta sonra beş kadının ceseti Plata nehrinin kıyılarından bulundu. Plata nehri Atlantik okyanusuna açılan Arjantin ve Uruguay arasında bulunan geniş ve uzun bir nehirdir.

Buenos Aires’de ki ABD elçiliği 1977’de bakanlığa yolladıkları bir raporda(o zaman gizli idi)  “Anneler 15 Aralık’da, her Perşembe öğleden sonra yapılan yürüyüşlerine   büyük bir katılım planlıyordu, ancak Anneler grubu’nun bazı üyelerinin kaçırılması katılımcılar üzerinde korkutucu bir etki yarattı….Yayınlanacak ilan için ek bir imza listesi ve ilanı ödemek için toplanan 250 dolarda kaçıırlma sırasında alındı, ” diye yazdı.

Mother of Plaza de Mayo, Elia Espen, at Santa Cruz ChurchAnnelerin Santa Kruz kilisesinden kaçırılmasının 30.uncu yıldönümünde ( 8 Aralık 2007) Plaza de Mayo annelerinden Elia Espen, yaşamlarını yitiren anneler için anma taşının önünde eğilirken. Resim: Marie Trigona/WNN

1990’lı yılların başlarında, forensik bilim alanında yeni gelişmeler ile iskeletlerden numuneler alarak DNA tespiti yapmak mümkün hale geldi. Genetik testler dünya çapında insan hakları araştırmalarında önemli bir araç haline geldi.

2005 yılında, Arjantin Forensik Antropoloji Timi (EAAF), detaylı bir forensik inceleme sonucunda nehir kıyısında bulunan dört cesedin kimliklerini tespit etmeyi başardı. Her hangi bir kuşkuya yer yoktu. Cesetler üç kurucu anneye aitti: Azucena Villaflor, Maria Eugenia Ponce ve Esther Careaga,  French rahibe Léonie Duquet.

“Çalıştığımız her yerde kayıbın bir aile için yarattığı inanılmaz acı ve felçe  tanık olduk”

Mercedes Doretti,
Arjantin Forensik Anthropoloji Timi(EAAF) kurucularından

“ Dört kadının cesetlerinin okyanusa Hava Kuvvetleri uçaklarından atıldığı düşünülüyordu. Cesetler 1977’de kıyıya vurdu ve  “N.N.” (kimliği belirsiz) olarak  Buenos Aires’e bağlı General Lavalle belediye mezarlığında gömüldü. Yıllık 2006  EAAF raporunda, “EAAF  dört kadının cesetini Geneeral Lavalle mezarlığından çıkardı ve  anthropolojik ve  genetik analiz sonucu kimliklerini tespit etti” diye yazıldı.

EAAF kurucularından Mercedes Doretti,”Çalıştığımız her yerde kayıbın bir aile için yarattığı inanılmaz acı ve felçe tanık olduk. Bir kayıbın mezarını bulmak geçmişin acılarını silmeye yetmiyor ancak iyileşme sürecinin bir parçası ve çok önemli bir tazminat biçimi. Ailelerin buna ihtiyacı var. Gerçekte, çok sık olarak, mezarın bulunması ve kimlik tespiti tazminat sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak görülmüyor”’ dedi.

Kurucu üyelerin kendilerinin  ‘kaybolmasından’ 28 yıl sonra, 8 Aralık 2005’de, anneler  Azucena Villaflor, Maria Ponce de Bianco ve Esther Ballestrino de Careaga ‘nın naaşları yakıldı ve külleri onları onurlandırmak için Buenos Aires’de Plaza de Mayo’ya gömüldü.

Dokunulmazlık Duvarlarının Kırılması

Arjantin’in yedi yıl süren askeri diktatörliğünden beri, Plaza de Mayo anneleri yorulmaksızın gerçek, açıklık ve mesuliyet için mücadele etti. Bugün, Anneler dokunalmazlık duvarını uluslararası bir sembol haline gelen şiddete başvurmayan eylemleri vasıtasıyla yıkmayı başardılar.

2003’de Af Örgütü ve Uluslararaarası Hukuk Komisyonu, 1986’da geçen Arjantin Son Dönem yasası ve 1987’de ki İtaat yasasının,  ” 1976 ve 1983 yılları arasında askeri hükümetler iktidarda olduğu dönemde meydana gelen  binlerce zorla ortadan kaybolma, işkençe ve yargısız infaz  davasının araştırılmasını engellemek için kullanıldı.”dedi. Bu yasalar, hükümetin af yasaları çıkararak askeri eylemleri ve insan hakları ihlallerini affetmesine karşı mücadele eden annelere karşı vurulmuş sert darbelerdi.

“ Bugün gençlik  bayrağımızı devir alırken,  30,000 ‘kayıp’ hiç bir zaman ‘kayıp’ olmayacak.Onlar her zaman aramızda olacaklar.”
–  Plaza de Mayo Annelerinin 2010 bildirisinden-

Günümüzde, yıllardır af ve tutuklamalar arasında gidip gelen, Alfredo Ignacio Astiz Yüksek Mahkeme’de yeni bir dava ile karşı karşıya. Diğer 17 subay ve görevli ile birlikte araştırma altındadır. Kişisel suçlara ilave olarak, Mahkeme, ayrıca, 1976-1983 arasında Buenos Aires’de ki Deniz Kuvvetleri Mekanik Okulu ESMA’da  ‘insanlığa karşı işlenen’  suçları da araştırıyor.

Arjantin’de ki en büyük ve en kötü şöhrete sahip merkez olarak bilinen ESMA  ‘kayıpların’ bir parçası olan 5.000’den fazla isim ile ilişkilendiriliyor.

Plaza de Mayo Annelerinin  Gerçeklik Komisyonu üyesi Nora Cortinas, (Şimdi) “Askerler çocuklarımızın hiç bir zaman çıkmadığı mahkemelere çıkıyorlar. ” dedi.  15 Nisan 1977’de kayıp olan Nora’nın oğlu Carlos Gustavo Cortiñas bir ekonomi öğrencisi idi.

Annelerin bir çoğu 80’li yaşlarda olduğu için, bazıları eski Arjantin askeri makinasının işledikleri suçlar için hesap verdiğini görememekten korkuyorlar.

Anne Cortinas, ayrıca, “Mahkemelerin, dava sırasını esas alarak biraz hızlanmasını istiyoruz; bunun anlamı hükümetin sorumluluk alarak şahitler, hakimler ve avukatlara karşı tehditlerin son bulmasına yardım etmesidir, böylece, bu ülkede gerçekten de adalet var diyebiliriz,” dedi.

Şimdi 81 yaşında olan annelerden Ocampa de Vazquez, onlarca yıldır mücade ve hayal kırıklıkları içinden geçti.. Ancak, gerçeği bulmak için uzun mücadelesinin sürmesi gerektiğini biliyor: ” Sonun yakın olduğunu düşünmüyorum” dedi.

Güneyde ki Neuquén eyaletinden anne Ines Ragni, “Mücadelemize devam ediyoruz, çünkü halen cezalandırılmamış suçlar ve kayıplar hakkında cevaplanmamış sorular vardır,” dedi.  ”Bir daha asla,” Arjantin ve bulunduğu bölgedeki askeri diktatörlüklerinden acı çeken Brezilya, Şili ve Uruguay’da   tarihteki karanlık sayfalarının bir daha hiçbir zaman yeniden yaşanmamasını dileyen annelerin sloganı oldu.

Anneler, “Çocuklarımız yaşamak istediler ancak onların yaşamları ellerinden alındı. Bugün sokaklarda protesto eden gençler çoçıklarımızın hatıralarının bir parçasıdır.” diyorlar.

Bugün gençlik  bayrağı devir alırken,  30,000 ‘kayıp’ hiç bir zaman ‘kayıp’ olmayacak. Onlar her zaman aramızda olacaklar.”
_____________________________________________________

Kaynak: http://www.mujereslibres.blogspot.com/
Çeviri: Erol Yeşilyurt

Yazar hakkında: Marie Trigona Arjantinli yazar, tercüman  ve radyo-video yapımcısıdır.  Latin Amerika’da işçi hakları, sosyal hareketler,toplum medyası ve insan hakları üzerine çalışmaları vardır. Yazıları Z Magazine and ZNet, NACLA, Monthly Review, Canadian Dimension, The Buenos Aires Herald, Left Turn, Americas Program, Clamor, Venezuela Analysis, Upsidedown World  diğer dergi ve sitelerde yayınlanıyor.

Tecavüze uğrayan Şili’li kadınlar susmaya son verdi

Rio de Janeiro’da gecekondu bölgelerinde kirli savaş sürüyor

Rio de Janeiro: gecekondulara polis baskınlarında en az 23 ölü

Britanyalı Akademisyenler:Dr Miguel Angel Beltran serbest bırakılsın!

Kolombiya:Tutuklanan hamile insan hakları savunucusunun dramı

Kolombiya: Başkan Santos’un ilk üç ayında 50 eylemci öldürüldü

Uruguay’da darbecilere af yok!

Venezüella: Anayasa Mahkemesi’ne transseksüel aday

Brezilya’da eşcinsellere karşı saldırılar artıyor 20.10.2010

Bir Yanıt to “Arjantin’de kayıp anneleri: Ümit ve insan haklarının yaşayan mirası”

  1. […] Arjantin’de kayıp anneleri: Ümit ve insan haklarının yaşayan mirası […]

Yorum bırakın