latin amerikan haber yorum

Posts Tagged ‘öğrenci hareketleri’

Latin Amerikalı öğrenciler 12 ülkede ilk uluslararası yürüyüşü gerçekleştirdi

Posted by lahy 06/12/2011

24 Kasım’da 12’den fazla Latin Amerika ülkesinde onbinlerce öğrenci aynı anda yürüyerek parasız ve kaliteli kamu eğitimi talebinde bulundu.

Kolombiya ve Şilili öğrenciler 24 Kasım da her iki ülkede aynı anda yapılacak bir yürüyüş pplanlamış idi; bu yürüyüşe yürüyüşe Arjantin, Brazil, Kosta Rica, Ekvador, Guatemala, Honduras, Meksika, Paraguay, Peru, Uruguay ve Venezuela’dan öğrenciler aynı talepler ile katılarak Şili’de süren öğrenci hareketine desteklerini teyit ettiler.

24 Kasım’da Şili’nin başkenti Santiago’da yapılan yürüyüş sırasında polis öğrencilere saldırarak 58 öğrenciyi tutukladı. Darío Salas lisesini işgal eden öğrencilere saldıran polis burada 30 liseli öğrenciyi gözaltına aldı..

Kolombiya’da yoğun yağmur yağımasına rağmen onbinlerce öğrenci değişik şehirlerde yürüdü; polis yer yer çıkan olaylarda 11 öğrenciyi gözaltına aldı.

5,000 Honduraslı öğrenci Tegucigalpa caddelerinde yürüdü; yürüyüş eski başkan José Manuel (“Mel”) Zelaya Rosales (2006-2009) ve Ulusal Kurtuluş Cephesi ( National Popular Resistance Front -FNRP), tarafından desteklendi.

Posted in Öğrenci Hareketleri, Honduras, Kolombiya, Şili | Etiketler: , , | Leave a Comment »

Şili ve Kolombiyalı Öğrenciler birlikte yürüyüş planlıyor

Posted by lahy 17/11/2011

Şilili öğrenciler, Kolombiyalı öğrencilerle biraraya gelerek 24 Kasım’da  ortak bir yürüyüş düzenleme kararı aldı.  Şili Öğrenci Konfederasyonu (CONFECH)  Antofagasta şehrinde Katolik Üniversitesinde yaptıkları 12 saat süren toplantı sonrasında 24 Kasım’da aynı anda düzenlenecek uluslararası yürüyüşünün yanı sıra, Kasım ayının 14, 17 ve 18’inde ülke çapında gösteriler düzenlenmesi kararını aldı.

Altı aydır dersleri boykot eden ve eylemler düzenleyen Şilili öğrenciler General Pinochet’in 1973-1990 yılları arasında süren diktatörlüğü sırasında yaratılan özel ve merkezi olmayan eğitim sisteminin ortadan kaldırılması ve kaliteli bir kamu eğitiminin sağlanmasını talep ediyor; Kolombiyalı öğrencilerde Ekim’in 11 ve 12’sinden itibaren benzer taleplerle boykot ve kitle eylemlerine başladı. Şili ve Kolombiyalı öğrencilerin boykot eylemleri Porto Rico’da 2010’da gerçekleşen öğrenci eylemlerinin ardından, Latin Amerika’da gerçekleşen en büyük ve önemli öğrenci direnişleri oldu.

Gerek Şili gerekse de Kolombiya’da sağcı hükümetlerin öğrencilerle bir uzlaşmaya varması ihtimaller dahilindedir: 9 Kasım’da Şilili öğrenci liderleri ve lise öğrencileri Valparaiso şehrinde muhaletten milletvekilleri ile bir toplantı düzenledi. Muhalefet liderleri kamu üniversitelerinde fakir öğrencilerin yüzde 70’i için parasız eğitimi önerirken, özel üniversitelerde de aynı çözümün uygulanmasından yana gözüküyorlar ve ilk-orta okul öğretimin tamamıyla kamu tarafından karşılanmasını talep ediyorlar.

Gerek öğrenci gerekse de muhalefetin baskısıyla karşılaşan Başkan Sebastián Piñera  2012 yılında eğitime ayrılan bütçeyi artırmayı teklif etti: 60 milyar dolarlık bütçenin 11.65 milyar doları eğitime ayrılacak. Öğrenci örgütleri bu artışı yetersiz bulurken, Maliye Bakanı Felipe Larraín yeni vergi düzenlemelerinden söz etmeye başladı. Hükümet daha önce vergi artışının söz konusu olmadığını ilan etmişti.  (La Tercera (Chile) 11/13/11EFE 11/13/11 via El Nuevo Herald (Miami); La Jornada (Mexico) 11/10/11 )

Şili öğrencilerde altı aylık okul boykotu sonrasında bir anlaşmaya varmaları için baskıyla karşılaşıyorlar: Eylül ayında yüzde 79 olan kamu desteği Kasım ayından yüzde 67’ye düştü, Başkan  Piñera’yı destekleyenleri oranı ise yüzde 31%. (Bloomberg 11/7/11)

Kolombiya’da bir aydır süren öğrenci eylemleri sonrasında Başkan  Juan Manuel Santos uzlaşma arayışı içine girerek,öğrenciler eylemlerine son verirse yeni eğitim yasasının geri çekileceğini duyurdu. 12 Kasımda bu teklifi tartışan öğrenciler eylemlerini sona erdirmek için 3 koşul öne sürdü: yasanın geri çekilmesi, yeni eğitim sisteminin inşası için öğrencilerle görüşmeler yapılması ve akademik yılın tamamlanmasının garanti altına alınması. (LJ 11/11/11 AFP, DPA, Notimex; Europa Press 11/14/11)

Görünüşte öğrencilerle uzlaşmak için adımlar atan sağcı hükümetler öğrencilere karşı şiddet kullanmaya devam ediyorlar; gözaltı ve tutuklamalar sürüyor. (Adital (Brazil) 11/11/11  TeleSUR)

Kolombiya’da güvenlik kuvvetleri 11 Kasım’da Popayán kasabasında yapılan bir yürüyüşe saldırdı.

Posted in Öğrenci Hareketleri, Kolombiya, Şili | Etiketler: , , , | Leave a Comment »

Şili’de öğrenciler ile hükümet anlaşamadı

Posted by lahy 06/10/2011

Şili’de ücretsiz ve eşit eğitim isteyen öğrenciler ile hükümet arasındaki görüşmelerden sonuç çıkmadı.

Aylardır sürdürdükleri protestolar ile ülkede eğitim sisteminin durmasına yol açan öğrenciler, yetkililer ile konuyu görüşmek için oturdukları masadan kalktı.

Şili Öğrenci Konfederasyonu (CONFECH) sözcüsü Camila Vallejo, hükümettin konu üzerine hiç bir iyi niyetinin olmadığını belirtti.

Vallejo, “Herkes için özgür ve kaliteli bir eğitim konusunda hiçbir iyi niyet yok. Devlet bu eğitimi vermek ile sorumlu. Onlar ise şu anda yürürlükte olan sistem üzerine ısrar etmeye devam ediyor.” şeklinde konuştu.

Hükümet görüşme sonrası konuyu komisyona havale ederken, gergin bir ortamda başlayan toplantı sonrası öğrenciler tarafından işgal edilen okullarda olaylar tekrar alevlendi.

Şili’de öğrenciler eğitim masraflarının yüzde 85’ini karşılarken devletin katkısı ise sadece yüzde 15 oranında bulunuyor.

Şili, Amerikan kıtasında Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra en pahalı eğitim sistemine sahip ülke konumunda. (euronews)

Posted in Öğrenci Hareketleri, Şili | Etiketler: , , | Leave a Comment »

Şili:Öğrenci sözcülerinden Camila Vallejo’yla röportaj

Posted by lahy 09/09/2011

‘Komünistim ve gurur duyuyorum’

CHRİSTİNA PALMA-ŞİLİ

*Bu kadar yoğun destek alırken bile her şeyin sonunda yola başlarken Şilili öğrenciler için belirlediğimiz hedeflere ulaşamazsak eğer, bu bizim değil, sağ partileri destekleyen ekonomik olarak çok güçlü olan bir azınlığın ve hükümetin işleri yokuşa sürmesinden ve ülkenin geleceğine ve halkın isteklerine ihanet etmesinden dolayı olacaktır. Eğer böyle olursa bunu tolere etmemiz beklenemez.

*Şililer artik bu siyasi hareketin derdinin Piñera hükümeti olmadığını anladılar. Bizim değiştirmeye çalıştığımız şey yıllardır devam eden, adaletsiz ve günden güne daha fazla sanki bir ürünmüş gibi piyasaya pazarlanan eğitimdir. Bizim istediğimiz şey eğitime gerçek anlamını yeniden kazandırmak demokratik bir sistem çerçevesinde algılanmasını sağlamaktır.

*Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki eğitim ve daha bir çok temel hizmet örneğin sağlık veya konut ihtiyacı akıl almaz bir pahalılıkta. Bu gibi hizmetlerde kalite aramak sadece yüksek gelirli insanlara sağlanmış bir hak. Bu yüzden bugün verdiğimiz mücadeledeki en önemli prensibimiz parasız kaliteli eğitimi, hiç bir ayrım gözetmeksizin bütün Şilililere kazandırmak.

Camila Vallejo’yla röportaj yapabilmek için randevu almak hiç de düşünüldüğü gibi kolay değil. Bir çok Şilili ve yabancı gazetecinin beklediği upuzun bir kuyruğa girip Camila’nın ajandasında boş kalan bir zamana denk gelmek için çok çaba sarf etmek gerekiyor. Camila’nın Şili basının, en çok da popülist sağcı basının dostu olmadığı kesin. Onunla konuşmaya başlar başlamaz bunun nedenini anlamakta gecikmiyorsunuz. 23 yaşındaki bu genç kadın sorulara verdiği net cevaplarla, size nasıl Sebastian Piñera hükümetinin uyguladığı neoliberal politikalardan hoşnutsuz olan ve her türlü sömürüye karşı bıkkınlığını belirtmekten çekinmeyen öğrencilerin, onlara destek sunan profesörlerin, işçilerin ve de binlerce Şililinin gücüyle yürütülen büyük bir sosyal hareketin başını çektiğini kanıtlıyor.

Şili Üniversitesi Universidad de Chile coğrafya bölümünden mezun Camilia ve onun gibi diğer bir çok azimli genç, her ne kadar büyükleri gibi diktatörlük döneminin şiddetine maruz kalmasa da şimdi ki yöneticilerin karşısına üç defa geçip, Şili kongresinde, sosyal ağlarda ve yine büyük tartışma programlarında kendi ideallerini savunma cesaretini gösterebildi. Camila Vallejo sağcı basın tarafından fikirlerindeki sağlamlık ve ideallerine olan bağımlılığı nedeniyle uzlaşmaya katiyen yanaşmayan, dik kafa bir solcu gibi lanse edile dursun. Bütün bu karalama kampanyasının sonuç vermeyeceği oldukça açık. Çünkü bu genç kadın yıllarını Devrimci Sol Harekete adamış bir anneannenin torunu ve yine Komünist Parti’ye senelerce emek vermiş bir annenin kızı. Her şeyin sonunda, kim ne derse desin Camilia ve arkadaşları hükümetin acımasız eğitim politikalarına sessiz kalmayarak birlikte binlerce kişiyi sokaklara çıkmaya ikna etmeyi başardı.

Birçok Şilili öğrenci eğitimdeki pahalılık nedeniyle komşu Arjantin’de yükseköğrenim görmeyi tercih ediyor. Şili’den Arjantin’e Üniversite eğitimi için gitmiş, başta Buenos Aires Üniversitesi olmak üzere, La Plata Üniversitesi ve yine IUNA da yaklaşık 4500- 5000 Şilili öğrenci bulunuyor!

Bu verdiğiniz rakam bence içinde bulunduğumuz durumun vahametini en iyi şekilde özetliyor. Biz bu durumu düzeltmek adına zaten yola çıktık. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki eğitim ve daha bir çok temel hizmet örneğin sağlık veya konut ihtiyacı akıl almaz bir pahalılıkta. Ayrıca bu gibi hizmetlerde kalite aramak sadece yüksek gelirli insanlara sağlanmış bir hak. Bu yüzden bugün verdiğimiz mücadeledeki en önemli prensibimiz parasız kaliteli eğitimi, hiç bir ayrım gözetmeksizin bütün Şilililere kazandırmak.

Sizce arkadaşlarınızla öncülüğünü ettiğiniz “Eğitimde Eşitlik Hareketi” hem sağ hem de sol yelpazede yer alan siyasi partilerle ve hükümet üzerinde bir etki yaratmayı başarıp amaçlarına ulaşabilecek bir dayanaklılığa sahip mi?

Hareketimiz sadece eğitimde eşitsizliğe isyan edip bunu protesto etmekle kalmıyor. Yavaş yavaş çok daha büyük çapta bir sosyal harekete doğru evirildi. Bu hareket içerisinde–eğitim dünyasından çok önemli insanlar bize destek oldular. Yine de şunu söyleyebilirim ki bir çok farklı sesi bir araya getirip Şilili yurttaşların tam anlamıyla temsil edebilmek, ancak uzunca bir süreye yayılan demokratik tartışma ortamlarında mümkün oldu. Ve sonuç olarak Bachelet’in (eski devlet başkanı) döneminde büyük bir umutla başlanmış ama amaçlarına ulaşamayan Penguenler Hareketi ve onun gibi Şili tarihindeki birçok sosyal hareketin izinden giderek kendi stratejimizi güçlendirdik. Böylece şimdiye kadar her türlü farklı tartışma ortamında hem sağ partiler karşısında hem de hükümetin karşısında kendimizi savunabilmeyi başardık.

Hükümetin yaşananlara tepkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Hükümet hiç bir şekilde sizin talepleriniz doğrultusunda pozitif bir adım atmakla kalmayıp ayrıca sokaklara çıkıp yaptığınız protesto ve yürüyüşleri de şiddet olayları olarak lanse etmeye devam ediyor.

Hükümet kendi yurttaşını dinlemiyor. Açıkça görünen o ki kendi eğitim modelini dayatmak için kendi yurttaşlarının fikirlerini ve isteklerini dahi gözardı etmeye hazır. Yaklaşık üç aydır sağcı basından tutun, diğer bütün medya yayın organlarını ülkede oldukça etkili olan çıkar gruplarını ve orduyu kullanarak hareketimizin meşruluğunu görmezlikten gelmeye ve engellemeye çalıştılar. Fakat halkın baskısı Piñera hükümetinin aslında neyi temsil ettiğini, kendi ekonomik menfaatleri için demokrasiyi görmezden gelebileceklerini göstererek aslında onlara büyük bir zarar verdi. Son yapılan anketlerin de gösterdiği gibi Piñera hükümetinin halktan aldığı desteğin oldukça azaldı. Öğrencilerin parasız eğitim hakkını savunmak için sokaklara çıktığında onlara şiddet kullanarak bastırmaya çalışması bizlere Piñera hükümetinin Şili’nin en büyük sorunlarından biri olan eğitim sorunu çözüm getirmekteki kapasitesizliğini kanıtlamaktadır. Bu son üç ayda polisin görev ahlakını hiçe sayarak, İçişleri bakanı Rodrigo Hinzpeter’in kontrolünde orantısız güç kullanımına defalarca tanık olduk ve geçen hafta bir arkadaşımız ne yazık ki bu olaylar sırasında yaşamını yitirdi.

Halkın size bu kadar destek olmasını neye bağlıyorsunuz?

Arkadaşlarım ve daha birçok öğrencinin birlikte çok çaba sarf ederek başlattığı bu hareket Şili’de demokrasinin ilan edilmesinden bu yana en çok destek bulan siyasi harekettir. Son seçimlerde Piñera’ya inanmış ve ona oy vermiş Şililer artik bu siyasi hareketin derdinin Piñera hükümeti olmadığını anladılar. Bizim değiştirmeye çalıştığımız şey yıllardır devam eden, adaletsiz, günden güne sanki piyasada bir ürünmüş gibi pazarlanan eğitimdir. Bizim istediğimiz şey eğitime gerçek anlamını yeniden kazandırmak demokratik bir sistem çerçevesinde algılanmasını sağlamaktır. Bu yüzden bugün seçimlerde Pinera’ya oy vermiş bir çok Şilili hareketimiz sayesinde hükümetin eğitim politikalarını sorgulamaya başladı. Kitleler bizim amacımızın onlar gibi ekonomik çıkarlara hizmet etmek yerine eğitim hakkının eşit bir şekilde herkese tanınmasını Şili toplumunu ve geleceğini değiştirmek olduğunu gördüler.

Sizce Şili’de su an kutuplaşma var mı?

Bu durumu incelemek için iki açıdan bakmamız gerekiyor. Birincisi toplumda birçok sektör artık eğitimde reformu desteklemeye başladı. Fakat diğer yandan yine önümüzde eğitimin ticarileşmesinden memnun, bundan gelir sağlayan egemen bir sınıf var. Bu küçük azınlık için kötü eğitim almış bir çoğunluk büyük bir avantaj. O yüzden eğitimin parasız olması ve onlara sağlandığı kalitede çoğunluğa da sağlanması sadece ceplerine giren paranın azalmasına değil, bugüne kadar sahip oldukları ayrıcalıklı pozisyonu da tehlike altına atılması demek olacaktır.

Sorunuzun cevabı ise evet kutuplaşma olduğunu söyleyebilirim çünkü bu son bahsettiğim azınlık eğitim reformuna karşı çıkıyor ve ülkeyi eğitim konusunda kutuplaşmaya sürüklüyor. Fakat birçoklarının düşündüğünün aksine öğrenci hareketinin kendi içerisinde kutuplaşma olduğunu düşünmüyorum. Başından beri, öğrenci birlikleri hepimizin geleceği için bir bütün olarak hareket etmenin gerekliliğinin bilincinde oldu. Kısaca özetlemek gerekirse bugün, hızla ilerleme içerisinde olduğumuz bir zamanda Şili hükümeti ve ayrıcalıklı azınlık kendi çıkarlarını korumak adına halkın büyük bir çoğunluğunun değişime ayak uydurma ve parasız kaliteli eğitim taleplerini görmezlikten gelmeye devam ediyor.

Siz birçok eleştiriye maruz kaldınız. Komünist Parti tarafından kullanıldığınızı iddia ettikleri zaman ne düşündünüz ?

Ben halen Şili Komünist Partisi Genlik kolu üyesiyim. Ve bu partinin gençlik kollarında aktif olarak yer almaktan ötürü de gurur duyuyorum bunu da asla inkar etmedim. Çünkü Sili Komünist Partisi benim için bir okul oldu. Benim siyasi fikirlerimin gelişimi burada başladı ve burada devam etmeyi sürdürüyor. Eğitim açmazı gibi çok önemli bir konuyla ülke her gün çalkalanırken, benim şahsıma ve KP’nin önde gelen yöneticilerine saldırmak için fırsat kolluyorlar. Ama bilmeleri gereken tek birşey var o da benim bugün sadece Şilili öğrenciler federasyonu değil bu ülkedeki bu federasyona üye olmayan bütün öğrencileri de temsil ettiğimdir. Ve şahsıma karşı yapılan bütün bu saldırıları fikir bazında benimle veyahut arkadaşlarıma söyleyecek hiç bir şeyleri olmayan, sağlam argümanlarla karşımıza geçmek yerine pis stratejiler üzerine kafa yoran insanların ucuz numaraları olarak görüyorum.

Şili gibi yeterli sayıda genç liderden yoksun bir ülkede gelecekte siyasi olarak aktif bir rol oynamayı düşünüyor musunuz?

Şili gibi ülkelerde, medya genel olarak çok büyük ekonomik güçlerin elinde bulunuyor, bu yüzden de medya bütün sosyal hareketleri ve onların liderlerini yıpratmak ve bu hareketleri durdurmak için ellerinden geleni yapıyor. Aynı durumu Meksika’da gözlemleyebiliriz. Ama şu an Şili de medya istediği kadar bizi yıpratmaya ve karalamaya çalışsın, biz öğrenciler olarak eğitimde reform hareketin her şeye rağmen devam ettirmesini başardık halk bize her gün çok daha yoğun bir şekilde destek oluyor, arkamızda duruyor. Ve benim geleceğime gelirsek birkaç kez başka yerlerde de söylediğim gibi gelecekte akademisyen olmak istiyorum. Fakat bu sosyal sorumluluklarımı bir kenara bırakacağım ve yeni görevleri reddedeceğim anlamına gelmez.

Peki sosyal sorumluluk hakkında genel fikriniz nedir?

Bence parasız ve kaliteli eğitimi Şili’ye getirmek isteyen ve öğrencilerin başlattığı bu harekete katılmış, veyahut destek vermiş herkes bu sosyal sorumluluğu paylaşıyor. Benim gibi bir çok öğrencinin emeğiyle başlatılmış bu hareketten sadece benim şahsım üzerinde yoğunlaşıp beni ikonlaştırmaya başlatıp hareketi sığlaştırmaya çalışanlara sadece şunu hatırlatmak istiyorum şu ana kadar bu hareketle başardığımız, başaracağımız her şeyin arkasında binlerce öğrencinin emeği var. Bu hareket hepimizin hareketidir. Öğrenci Konfederasyonu olarak bazı şeyleri başardığımızın kanıtını da halktan bize gelen yoğun destekte görebiliriz. Üç ay geçmesine rağmen hala bu destek günden güne artıyor. Fakat bugün bu kadar yoğun destek alırken bile her şeyin sonunda yola başlarken Şilili öğrenciler için belirlediğimiz hedeflere ulaşamazsak eğer bu bizim değil, sağ partileri destekleyen ekonomik olarak çok güçlü olan bir azınlığın ve hükümetin işleri yokuşa sürmesinden ve ülkenin geleceğine ve halkın isteklerine ihanet etmesinden dolayı olacaktır. Eğer böyle olursa bunu tolere etmemiz beklenemez.

Peki merkez solda yer alan Demokratik Sol Koalisyon Partisi’nin eğitim hareketindeki rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Demokratik Sol Koalisyon’un eğitim hareketini başlattığımızdan beri oldukça fırsatçı davrandığını düşünüyorum. Başından beri hiç bir şekilde hareketimizin içerisinde olmamalarına rağmen bundan siyasi bir çıkar sağlamaya çalıştılar. Bugün bazen eski başkan Ricardo Lagos gibi kişilerin sanki kendi dönemlerinde bu ülkedeki eğitim problemini kendileri daha da derinleştiren kararlara imza atmamışlar gibi, eğitimin daha da ticarileşmesini kendileri onaylamamış gibi “Eğitim sistemimiz içinde bulunduğumuz koşullara uygun değildir ve daha fazla sürdürülemez” gibi açıklamalarda bulunup, yaptıklarını unutmalarına anlam veremiyorum. Fakat yine de Demokratik Sol Koalisyon’un parlamentodaki, önemini düşünürsek eğer harekete destek vermeleri ve bu sefer 2006’daki “Penguenler Hareketi”ne ihanet ettikleri gibi bize de sırtlarını çevirmemelerini ümit ediyoruz.

Arjantin’de yayınlanan “Pagina12” gazetesinden BirGün için çeviren SENA AKALIN- FLACSO

Posted in Öğrenci Hareketleri, Söyleşi ve Görüşmeler, Şili | Etiketler: , , , , | Leave a Comment »

Şili Kışı’nda Yükselen Öğrenci Hareketi – Önder Eren Akgül

Posted by lahy 08/09/2011

Bizimki de dahil olmak üzere dünya medyasında Şili bugünlerde öğrenci lideri Camila Vallejo’nun güzelliği ile konuşuluyor olup oradaki büyük gençlik hareketi magazinleştirilmiş olsa da Şilililer için içinde bulunduğumuz günlerin bambaşka bir anlamı var. 1973’te Allende’nin darbe ile devrilip yerine diktatör Pinochet’nin getirilmesinden sonra Şili dünya kapitalist sisteminin adeta bir laboratuvarıymışçasına neoliberal iktisat poitikalarının vahşi biçimde uygulandığı ve bu politikaların Şili toplumsal kompozisyonunda derin eşitsizlikler ortaya çıkardığı bir yere dönüştü. Neoliberal hegemonya Pinochet döneminde zorun son derece pervasız ve yoğun kullanımıyla kurumsallaşıp 1990 sonrası “demokrasi” döneminde gayet otoriter politikaların rahat bir şekilde uygulanabileceği bir zemin yarattı. Neoliberal politikaların son derece kolay uygulanmasını sağlayan en önemli meselelerden biri ise Şili’de bu politikalara direnecek toplumsal güçlerin de yenilgiye uğratılmış olmasıydı.

Bu tablo içinde 2006 yılında “Penguen Devrimi” diye tabir edilen, sonra 2008 yılında tekrar yükselen öğrenci hareketleri, bu yılın Mayıs ayından itibaren büyük bir ivme kazanmakla beraber bambaşka bir muhteva da kazanmış durumda. Şili için “istikrarı” ya da müesses nizamın stabile etmeye çalıştığı toplumsal ivmeyi bozguna uğratma potansiyelinin öğrenci gençlik kesiminden gelmesi hiç de şaşırtıcı değil. Allende döneminin eşitlikçi sosyal refah politikalarını “Chicago çocuklarının” önerileriyle tasfiye eden ve yeni bir sermaye birikim rejimini inşa eden ve bu rejimi diğer kuşaklara da miras bırakan neoliberal Pinochet diktatörlüğünün eğitim alanına dönük başlattığı saldırılar 90’lı yıllarda hızını kaybetmeden devam etti. Eğitim alanından devlet desteğinin geri çekilip bu alanı tamamen sermayenin nüfuzuna tabi kılan politikalar eğitim alanında ciddi bir sınıfsal eşitsizlik yaratmış durumda. Pinochet döneminden beri hiçbir yeni kamu üniversitesi açılmaması, özel üniversitelerin sayısının hızla artması, mevcut kamu üniversitelerinde de devlet sübvansiyonlarının azalması üniversite eğitimine ulaşımın kendisine sosyal bir içerik kazandırdı. Aşağıdaki sınıfların ve yoksulların üniversite eğitimini alamaması ya da almasına rağmen eğitim sırasında hayatlarını idame ettirmelerinin zorlaşması Şili için sıradan bir hale gelmiş durumda. Keza liselerin de merkezi bir kontrole değil de yerel yönetimlerin nüfuzu dahiline alınması, yereldeki sermaye gücünün lise eğitimi alanına müdahalesine olanak vermiş, bu durum da o yerel bölge içindeki çocukların sosyal sınıfsal pozisyonlarına tekabül eden eğitim kalitesine ulaşmalarına neden olan çarpık, eşitsiz bir eğitim süreci yaratmıştır.

Lise ve üniversite eğitiminin piyasalaşması demin dediğimiz gibi bu eğitime ulaşmanın kendisini sınıfsallaştırmış ayrıca neoliberal politikaların yarattığı yapısal işsizlikle beraber gençlik kesimleri yoğun bir geleceksizlik endişesine sevk edilmiştir. 1990’lı yılların iktisadi politik düzeni yeni orta sınıflar yaratarak, eğitimli beyaz yakalıları var olan sistemin motor gücü haline getirerek kendini ayakta tutabilmişse de 2000’li yıllarda bu düzen tüm dünya ölçeğinde olduğu gibi sarsılmaya başladı. Eğitimli mezunların da işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmaları henüz eğitim yıllarında esnek, güvencesiz, düşük maaşlı, her an işsiz kalma olasılığının olduğu işlerde çalışmaları, buna denk düşen prekarya diye tabir ettiğimiz yeni toplumsal kategori içerisine dahil olmaları henüz eğitim süreci içindeyken huzursuzlanmalarına neden olmuş durumda. Bu nedenle Şili’de Mayıs ayından itibaren ortaya çıkan öğrenci gençlik hareketi eğitimin piyasalaşması ve geleceksizlik temalarının ortaklaştığı bir yerden yükselmekte.

Şili Kışı denilen bu hareketi 2006’daki Penguen Devrimi’nden ve 2008’deki öğrenci hareketlerinden ayırt eden yanı, toplumun diğer kesimleriyle de ilişki kurabilmesi ve bundan da güç alarak hızını kesmemesi ve en azından bugüne kadar bir süreklilik kazanmış olması. Pinera hükümetinin de yükselen bu hareket karşısında belli tavizler vermesi hareketin gücüne dair çıkarsamalardan biri olabilir. Şili Öğrenci Federasyonları Konfederasyonu öncülüğünde Mayıs ayında Santiago şehrinde başlayan sonra diğer kentlere de yayılan üniversitelere devlet desteği, eğitime ulaşmada eşit koşulların sağlanması ve yoksul öğrencilere geri ödemesiz burs, liselerdeki yerel yönetim kontrolünün son bulması gibi acil somut talepler üzerinden ortaya çıkan öğrenci gençlik hareketi, yaratıcı eylemleriyle hızla radikalleşti.

18 Temmuz’da hükümet Eğitim Bakanı Joaquin Lavin’i görevinden alarak yerine Felipe Bulnes’i geçirdi. Hükümetin bu manevrası sembolik düzeyde de olsa öğrenci hareketine karşı verdiği ilk tavizdi. Yine Ağustos ayı içerisinde hükümetin öğrenci kredilerinin faiz oranlarının düşürülmesi, okullarda öğrenci katılımının sağlanması gibi açıklamalarda bulunmasına rağmen öğrenci hareketi hız kesmeden radikalleşmeye devam etti. Hareketi başka bir ivmeye taşıyacak hamle ise 24-25 Ağustos’ta işçilerin genel grev ilan etmesi oldu. Yaklaşık 600.000 kişinin protestolara katıldığı bu iki günde hükümetin karşılığı polis şiddeti oldu. Polis şiddeti hareketin hızını kesmek bir yana onu daha da radikalleştirmiş durumda. Salt öğrenci hareketi olarak kalmayıp özellikle maden ve liman işçilerinin desteğini almış olan hareket özgüvenini de tazelemiş halde.

Hareketin nasıl seyredeceğini ya da Şili ve hatta Latin Amerika düzeyinde ne gibi sonuçlar yaratacağını kestirmek henüz zor görünse de bu harekete bakarken atlanmaması gereken şey onun Mısır ve Tunus’ta başlayan Arap Baharı’nın, İspanya ve Yunanistan’daki hareketlerin içinde bulunduğu aynı zamansallığı paylaştığı. Zamansallık derken yakın zamanlarda ortaya çıkmış olmalarından öte kastettiğimiz, öğrenci gençlik kesimlerinin tüm bu deneyimlerde en ön sıralarda yerini almış olmaları. Elbette yeni dönem gibi iddialı sözler söylemekten her zaman tereddüt etmek gerekse de tüm bu deneyimlerde öğrenci gençlik kesimlerin motor bir güç almış olması, devrimci hareketler içinde bu kesimlerin kendini özne olarak ortaya koyması yeni bir döneme işaret etmekte.

Öğrenci gençlik kesimlerinin kendilerini geleceksiz ve güvencesiz hissetmeleri ve tam da bu noktadan hareketle kendilerini özne olarak tarif etmeleri neoliberalizmin bu kesimler üzerinde yarattığı tahribattan kaynaklanmakta. Eğitimli işsiz kategorisinin oluşumunun hızlanması, ve mezun olduktan sonra neoliberalizmin bir dönem için vaadettiği ayrıcalıklı, konfrormlu beyaz yakalı işlere erişimin skalasının daralması, aksine prekarya dediğimiz kategori içinde var olmaları bu kesimleri huzursuzlandırmakta ve toplumun diğer aşağıdaki kesimleriyle yaklaşmalarını sağlamakta. Tunus ve Mısır’daki devrimci süreçte de Avrupa’nın güneyindeki hareketlerde de ortaya çıkan bu yeni özne, Şili’de de kendini sokaklara ve meydanlara atmış durumda.

Prekaryalaşan, güvencesiz bir geleceğe mahkum bırakılan öğrenci gençlik kesimi, Arap dünyasında diktatörlüklerin devrilmesinde, Avrupa’da siyasal krizlerin oluşmasında etkiliydi. Şimdi ise Şili’de 90’lı yıllardan beri neoliberal politikaları “darbe sonrası demokrasi” yalanı ile uygulayan otoriter hükümeti tavizler vermeye zorlamakta. Tarihin 1990’ların başından itibaren oluştuğu iddia edilen sabit ritmini aksatmakta. Tüm bunların ortaya koyduğu şey, aynı dünya-zamansallığının içerisinde bulunduğumuz ve artık dünyanın herhangi bir yerinde yükselen toplumsal hareket ve direnişlerin egzotik ya da normal dışı bölgelere has istisnalar olmadığıdır.

Türkiye’de öğrenci gençlik hareketinin uzun zamandır bir fetret devrinde bulunması ya da zaman zaman (geçtiğimiz kış AKP’nin polis şiddetine karşı üniversitelerde ya da liselerde şifre skandalına karşı olduğu gibi) artçı biçimde yükselip hemen sönükleşmesi, bizi biraz da dünyada yaşanan diğer deneyimlere dair düşünmeye sevk etmeli ve bu deneyimlerle dayanışmak ötesinde onlarla aynı zamansallığı yaşadığımızı idrak ettirmeli. Özellikle de bu hareketlerde gözlenen güvencesizliğe, geleceksizliğe karşı duran damarı burada da öğrenci hareketinin inşasında temel tartışma konularından biri haline getirmenin gereği önümüzde durmakta
Kaynak:Sosyalist Demokrasi İçin Yeniyol

Posted in Öğrenci Hareketleri, Şili | Etiketler: , , | 1 Comment »

Sosyalist Öğrenciler Chavez’in veto kararını eleştiriyor

Posted by lahy 07/01/2011

Karakas – Başkan Chavez, dün Üniversite yasasını ve KDV artışını veto ettiğini duyurdu. KDV’nın artırılmamasını olumlu karşılayan sol kesimler Üniversiteler Öğretim Yasası’nın veto edilmesini ise olumsuz karşıladı. Bu konuyu tartışmak için Marea Socialista(Sosyalist Akıntı) dergisi Gençlik kolu üyesi  üç sosyalist öğrenci ile bir görüşme yaptı:

PMS:  Marea Socialista gençleri Üniversiteler yasası (LEU) hakkında ne düşünüyor?

Alexander Marín: Ulusal Meclis’in Üniversiteler Öğretim Yasasını aniden tartışarak onaylaması bütün ülkeyi ayağa kaldırdı. Heryerde hareketlenmeler ve tartışmalar yaşandı ve değişik kesimler gösteriler düzenledi; kimi yasayı savunurken kimileri de yasanın onaylanmamasını talep etti. Mamafih,  hatalara ve bir çok konuda belirsizliklere sahip olmasına rağmen sol öğrenci hareketi ( bu dinamik süreçte yer alan bütün eğilimleri ile) ve değişik halk örgütleri bu yasayı sınıf mücadelesini derinleştirmemiz ve ileri götürmemiz için yardım edecek bir araç olarak gördü.

PMS: ¿Neden LEU’nun veto edilmesinin öğrencilerin ve halkın mücadelesinde geri adılmış bir adım olduğunu söylüyorsunuz?

César Romero: Günümüzde bolivarcı süreç bir kriz ve duraklama aşamasındadır, bir çok kişi bürokrasinin ihmalkar, etkisiz ve anti demokratik politikaları sonucu demoralize oldu ve hareketi terk etti.  Sokağa çıktığımız zaman gördüğümüz Chavez yanlısı ya da karşıtı büyük yürüyüşler değildir, hergün maaş artışları, çalışma güvenlliği ve konut için gösteriler, grevler ve talepler artarak sürüyor.  Böyle bir durum karşısında, tek bir çözüm vardır: sınıf mücadelesinin yükseltilmesi, hareketlenme ve devrimi derinleştirmemize izin verecek devrimci dönüşüm için anti kapitalist tedbrlerin alınması ve bir kaç yıl önce sahip olduğumuz dinamizmi yeniden kazanmak.

PMS: Mamafih, büyük bir ulusal tartışma çağrısı var

Alexander Marin: Ulusal bir tartışma? Şimdi mi? Halk hareketleri olarak 11 yıldır yeni bir üniversite yasasının çıkması için faaliyetlerde bulunduk!

Yasanın red gerekçelerinden biri olan ulusal bir tartışma açma gerekçesi, gerçekte, geçmişte yapılan bir dizi önemli faaliyetleri dikkate almamaktır.

50 yıldır, Venezüella Üniversitesi, bazı değişiklikler dışında herzaman anti demokratik, temsile dayalı ve  çürümüş( iş merkezi) yapısını korudu. Onlarca yıldır yeni bir yasa talep ediliyor. Savunduğumuz taleplerin çoğu gerçekte Merida hareketi gibi veya üniversitede yenilenme gibi devrimci hareketler tarafından formüle edildi: Eşit haklara sahip olma, her alanda demokrasi, kaynakların toplumsallaştırılması ve kontrolü ve sorunun köklerine dikkat çeken ve üniversite sisteminin gerçekten değiştirilmesini sağlayacak bir dizi başka talepler.

Bu mücadeleyi bir kenara bırakarak şimdi ulusal bir tartışma açılacağını söylemek tam bir sorumsuzluktur. Özerkliği savunan hareketin yalnızca yöneticilerin çıkarlarına hizmet ettiğini (hergün daha fazla zenginleşiyorlar) ve hiç bir zaman ulusal tartışmaya açılmamış (bunu yapmak için hertürlü imkanları vardı) temsili ve yukardan aşağı bir sistem tarafından karakterize edilen üniversitelerin karşılaştığı problemlerin bilinmesine rağmen, bundan yararlanıp harekete geçmemek, ve kendi hareketininde detaylarını bilmediği belgelerden söz etmek ve sağın öğrenci hareketi bir talepte bulunduğu zaman buna uyup duyurmak, doğru değildir.

César Romero: Ancak bu gerekçe bugün daha da sorumsuzdur, çünkü Meclis ulusal bir tartışma açmak için 5 yıla sahip idi ve bunu yapmadılar!  5 yıllık çalışmaları boyunca ne etkili idi ne de çoğunluğun çıkarlarına uygundu, Üniversiteler yasası, Çalışma yasası ve Sağlık yasası alanlarında hiç bir yasa çıkarmayıp, bunları rafa kaldırdılar.  Yıllardır sol örgütler açık ve kapsamlı toplantılar ve çeşitli kitle eylemleri düzenleyerek sayısız öneriyi Ulusal Meclis’e sundu ve günümüzde gördüğümüz bunların hiçbirini dikate almadıklarıdır.

PMS:  Marea Socialista gençliği bir bildiri yayınlayıp  LEU’nın ilerici olduğu ancak eksiklikleri olduğunu söyledi. Buna rağmen veto kararına karşımısnız?

Alexander Marín: Yasa bir kazanım idi!, eksiklikleri onu onaylamamak için bir gerekçe değildir.

Özellikle bir çok alanda belirsizliklere sahipti: ilk olarak parasız eğitim gibi (demokratik olmanın yanısıra) temel konulara, devletin fakir öğrencilerin eğitimlerini garanti altına alması, üniversitelerim özel şirketler tarafından yönetilmemesi  vb.. yer vermedi. İkinci olarak ta mevcut olan sistemi (okullar, fakülteler, bölümler ve bunlara bağlı otoriteler, işçiler ve eğilimler) bir kenara koyup yeni bir üniversite sistemi planlıyordu.

mamafih ..yasaları sınıf karakterina bakıp değerlendiriyoruz ve bu konuda emin isek gerekli araçlar, yasal düzenlemeler, süreci derinleştirmek için hergün mücadele eden sosyal hareketler  vasıtasıyla düzenlemeler yapılabilirdi. Ve yasa kesinlikle onu geliştirmemiz için gerekli yapıya sahip idi.

Üniversitelerde mücadeleyi yeniden canlandırmamız ve herşeyin üzerinde üniversitelerde solu yeniden inşa etmemiz ve mümkün bir demokratik, amaçlara sahip ve eleştirel bir öğrenci hareketinin doğması için büyük bir imkan sağlıyordu. Devrimci sürecin acil olarak bu karaktere sahip bir harekete ihtiyacı yok mu? Üniversitelerin dönüşümünü bunu ileriye iten bir öğrenci hareketi olmaksızın gerçekleştirmek mümkün mü?

PMS:  LEU’nun veto edilmesi hakkında sen ne düşünüyorsun?

César Romero: LEU’nun vetosu halkın mücadelesinde geri adılmış bir adımdır ve yalnızca sağa fayda sağlamaktadır.

Sonuçta bu veto geri atılmış bir adım ve üniversite de sol için  büyük bir fırsatın ortadan kaldırılmasıdır.

Not: Marea Socialista PSUV içinde aktik olarak çalışan bir politik harekettir. Oijinali aporrea.org’da 5.1.11’de yayınlanan yazının kısaltılmış çevirisine yer verdik.

Chavez, KDV artışı ve Üniversiteler Yasasını veto etti

Venezüella Üniversite Yasası, Öğrenci hakları Kanunu´nu gerçekleştiriyor ve yüksek eğitimi demokratikleştiriyor

Venezüella: işçiler bürokrasiye karşı devrimci bir çalışma yasası için yürüdü

Venezüella: Mitsubishi işçileri işten çıkarmalar ve hükümeti protesto ettiler

Venezüella: İşçilerin öz yönetimi ve işçi kontrolü için mücadele

Venezüella:”Partiyi yenilemek ve bürokrasiyi ortadan kaldırmak gerekiyor”

Venezüella: Muhalif öğrencilerin protesto eyleminde çatışmalar. Aralık 2010

Venezüella: Onbinlerce öğrenci yeni üniversite yasası için yürüdü


Posted in Öğrenci Hareketleri | Etiketler: , , , | Leave a Comment »

Chavez, KDV artışı ve Üniversiteler Yasasını veto etti

Posted by lahy 06/01/2011

Başkan  Hugo Chávez 23 Aralık’da parlamento’dan geçen Üniversiteler Yasası ve Hükümet’in KDV artışı kararını veto etti.

Yasanın parlementodan geçmesi sonrası gerek sağ gerekse de sol muhalefet gerekse de PSUV yanlısı bazı çevrelerden gelen tepki ve eleştirileri dikkate alan Başkan Chavez Üniversite Eiğitimi Yasası’nın yeniden tartışılması ve zenginleştirilmesi çağrısında bulundu.

Chavez, ”Bu yasayı veto etmeye karar verdim. Gerekli incelemeleri yaptım, eski rektörler, bakanlarla konuştum(…). Yasanın güçlü yanları var, ancak yetersizlikleri de olduğu sonucuna vardım” dedi.

Yasanın karşılaştığı ana eleştirlerden biri öğrenci ve üniversite çalışanlarının yeterli bir şekilde yasanın çıktığı sürece katılmadığı ve üniversitelerin özerkliğinin ortadan kaldırıldığı şeklinde idi.

Chavez, ayrıca yasayı red edip, yeniden tartışmaya açmasının rejimin demokratik karakterini gösterdiğini belirtti.

Venezüella Merkez Üniversitesi (UCV) rektörü Cecilia García, TV’de yaptığı konuşmada üniversitenin hiç bir hükümetin değil de ülkenin hizmetinde olduğunu, UCV’nin herkese bir demokrasi ve özgürlük dersi verdiğini söyleyerek verdiği karardan dolayı Başkan Chavez’e teşekkür etti.

KDV artırılmıyor

Chavez’ın aldığı diğer önemli karar ise özellikle PSUV içindeki sol kesimlerden gelen KDV’nin artırlması kararını red etmek oldu. Chavez, bu türlü bir vergi artışına gerek olmadığını ne 2011 ne de 2012 yılında KDV’nin artırılmayacağını söyledi.

Venezüella: Muhalif öğrencilerin protesto eyleminde çatışmalar. Aralık 2010

Venezüella: Onbinlerce öğrenci yeni üniversite yasası için yürüdü

Venezüella Üniversite Yasası, Öğrenci hakları Kanunu´nu gerçekleştiriyor ve yüksek eğitimi demokratikleştiriyor


Posted in Venezuela | Etiketler: , | 1 Comment »

Venezüella Üniversite Yasası, Öğrenci hakları Kanunu´nu gerçekleştiriyor ve yüksek eğitimi demokratikleştiriyor

Posted by lahy 05/01/2011

James Suggett/Venezuelanalysis.com

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki öğrenciler, üniversite harçlarının artmasını ve devletin yüksek eğitime yeteri kadar fon ayırmamasını protesto etmek için sokaklara dökülürken, Venezüella Ulusal Meclisi, başka hiçbir ülkede bulunmayan benzersiz bir yasa tasarısını meclisten geçirdi. Buna göre, profesörler, öğrenciler, işçiler ve yerel topluluk üyeleri, üniversite karar-alma sürecinde rol alacaklar. Ayrıca, yüksek öğrenime giden yolda halkın geçemediği engeller kaldırılacak.

Yeni yasa, hükümetin, halka çocukluktan başlayarak üniversiteyi bitirene kadar, parasız ve yüksek kaliteli eğitim sağlama sorumluluğu prensibine dayanıyor. Bu prensip, anayasanın 103. maddesinde var.

Yasaya göre, öğrenciler, üniversite otoritelerini seçmede eşit oy hakkına ve profesörlerin performanslarını değerlendirme yetkisine sahip olacak, üniversitenin yönetim sürecine katılacak, fikirlerini özgürce ifade edecek, üniversite idarî kayıtlarına ulaşma hakkı olacak ve barınma, ulaşım, yemek, sağlık hizmeti ve aylık burs hizmetleri yanında başka bir dizi haklara daha sahip olacak.

Yasa aynı zamanda, her kampüste ayrı ayrı olmak üzere, öğrencilerin, profesörlerin, idarî personelin, ücretli işçilerin ve üniversitenin diğer bileşenlerinin katılacağı, her kişiye bir oy hakkı tanıyan demokratik seçimle oluşturulacak olan bir dizi üniversite konseyi hayata geçirilecek.

Bu konseylere, Üniversite Kamu Koruyucuları Konseyi ve üniversite bütçesini ve idarî sürecini yönetmek üzere kurulacak olan bir Ombudsman Konseyi dahil olacak. Aynı şekilde her kampüs, yeni yasayla ve anayasayla uyum içinde olacak. Her kampüs mevcut sistemin idarî yapısını ve programlarını yeni kamu üniversite sisteminin idarî yapısı ve programları haline dönüştürmeyi sağlayacak. Üniversite Dönüşümü İçin Ulusal Konsey’le beraber çalışacak olan Üniversite Dönüşüm Meclisi adı altında yönetmelik yapıcı bir temsilciler kurumu da, seçimle oluşturulacak.

Şimdiki sistemde, üniversiteler, yüksek otoritelerin oylarının sayısal olarak da daha ağırlıklı olduğu, öğrenci ve işçi oylarının rolünü çok hafifleten bir sistem dahilinde seçilen ve Üniversite Konseyi olarak adlandırılan küçük bir grup tarafından idare ediliyor.

Yeni kanun, açıkça, “kamu üniversitesi idaresinin otonomisi” prensibini desteklemektedir. Bu konu ise, ulusal anayasanın 109. Maddesi’nde öngörülmüştür. Prensip, özellikle 1958’e kadar süren ABD-destekli sağ-kanat diktatörlük ve sonrasındaki temsili demokrasi dönemlerinde üniversite kampüslerinde şiddetli bir fiiliyat halinde uygulanan ölümcül politik baskı ve buna karşı sıkı direnişin hakim olduğu derin Venezüella tarihinden esinlenerek hazırlanmıştır.

İktidardaki Birleşik Sosyalist Venezüella Partisi (PSUV) üyesi, yasanın mimarlarından Alberto Castelar’a göre, otonominin yasal yorumu, şimdi, yeni yasa sayesinde değişmiştir. Kamu üniversiteleri, şimdi, ortak sorumluluk taşıyan bir otonomiye sahip olacaklardır. Bunun anlamı ise, üniversite otoritelerinin, artık, istediklerini özgürce yapabilecekleri bir konumda olamayacakları gerçeğidir.

Eğitim, Kültür, Eğlence ve Spor’dan Sorumlu Ulusal Meclis Komisyonu’nun başkanı yasa yapıcı María de Queipo’ya göre, üniversite otonomisi şimdi “daha derin”e inmiş olacaktır. çünkü yeni kanun, üniversite topluluğunun eskiden dışlanmış olan gruplarının üniversite yönetimine katılımını sağlamaktadır.

23 Aralık’ta, M–28 hareketi ve PSUV’nin öğrenci kolları dahil pek çok öğrenci örgütü, yeni yasayı desteklemek amacıyla, ülkenin çeşitli yerlerinde gösteriler düzenledi. M–28 lideri Vicente Moronta, devlet haber ajansı AVN’ye, yeni yasaya karşıt olanlar, “eğitimi, insan hakkı olarak değil, alınır-satılır bir mal olarak görüyorlar” dedi.

Merkez eyaleti Lara’da, PSUV öğrenci lideri Erick Prado, “öğrenci hareketi, on yıllar boyunca, devrim daha iktidara gelmeden çok önceleri, daha demokratik ve kapsamlı bir eğitim için mücadele vermiştir.” dedi ve yeni yasanın, “üniversitenin demokratize edilmesi” yolunda hizmet vereceğini belirtti.

Diğer yandan, muhalif politikacılar ve öğrenci örgütleri de, 23 Aralık’ta, Karakas’ta bir yürüyüş yaparak yeni kanunu protesto etti.

Üniversite Öğrencileri Federasyonu Başkanı Diego Scharifker, Associated Press haber ajansına, yeni kanunun, “temel ideoloji olarak sosyalizmi dayattığını ve üniversite otonomisini bir kenara attığını, çünkü tüm güç ve yetkileri yüksek eğitim bakanında topladığını” savundu. Muhalif öğrenciler, Hugo Chavez’i “diktatör” olarak gösteren ve idaresinin “totaliter bir hükümet” olduğunu iddia eden pankartlar taşıdılar.

Gösteri yapan muhalifler, yeni kanunun “üniversite eğitimi, sosyalist üretim biçimini pekiştiren, yabancılaşmamış emeğin bir parçasıdır” diyen bölümüne dikkat çekti ve kanunun, otonominin akademik özgürlüklerini içerdiği, fakat aynı zamanda, “vatanın egemenliği ve bağımsızlığının savunusu, güçlendirilmesi ve pekiştirilmesi için hazırlanmış Ulusal Gelişme Planı ile uyum içinde” yürütülmesi gerektiğine de işaret eden kısımları üzerinde durdular.

Öğrencilerin, yürüyüşlerini üniversite kampüs sınırları dışına taşırma izinlerinin bulunmadığı yolunda yapılan açıklamadan sonra, Polis ve Ulusal Koruma, gösteriyi, tazyikli su sıkarak ve plâstik mermi kullanarak dağıttı.

Venezüella Merkez Üniversitesi (UCV) Rektörü Cecilia García Arocha, yeni yasaya yaygın bir şekilde itaat edilmemesi için çağrı yaptı ve gelecek sömestrden itibaren UCV’nin dersleri ve sınıfları, eski üniversite kanununa göre oluşturacağını ve üniversiteyi eski kanuna göre yöneteceğini söyledi. Arocha muhalif öğrencilerin üniversite yerleşkesi dışında yürüyüş yapma kararını da savunurken, “Bu, direnişin yalnızca başlangıcıdır” dedi.

Venezüella’nın tüm kamu üniversitelerinin hâlihazırda zaten öğrencilerden harç almadıkları, öğrencilere parasız barınma, ulaşım ve yemek gibi olanaklar tanıdıkları gerçeği göz önüne alındığında, muhalif öğrencilerin protestolarının, zengin öğrencilerin geleneksel otonom kamu üniversitelerine alınmasının sağlanması ve daha yoksul öğrencilerin, Chavez hükümetinin kurduğu, açıkça devrim-yanlısı idareler tarafından yönetilmekte olan ve yeni filizlenen Venezüella Bolivar Üniversiteleri’nde toplanması hedefini güttüğü aşikârdır.

Yeni Üniversite Eğitim Kanunu’nun Ulusal Meclis’ten geçirilmesi işlemi, hemen hemen tamamen PSUV tarafından kontrol edilen şimdiki Meclis’in, yerini, muhaliflerin toplam sandalyelerin %41’ini işgal edeceği Yeni Meclis’e bırakmasından birkaç gün önce gerçekleşti.

[Latinbilgi]

Venezüella: Muhalif öğrencilerin protesto eyleminde çatışmalar. Aralık 2010

Venezüella: Onbinlerce öğrenci yeni üniversite yasası için yürüdü

Posted in Venezuela | Etiketler: , , , | 2 Comments »